Değişim

Dört ayaklı, neredeyse bir buçuk metre çapında, büyük bir masa etrafında her cuma akşamı olduğu gibi tüm aile, babaanne evinde geleneksel aile yemeğinde toplandık. Kaşık çatal sesleri muhabbetimize ritim katıyor, kahkahalar havada… Babaannemin yüzü, mutluluktan elmacık kemiklerine botoks yapmış gibi daha genç ve dinamik görünüyordu. Her yemek sonrası babaannemin bizlere hangi konu hakkında neler anlatacağı, “kıyafeti, duygu yüklü konuşması veya düşündürücü sorularından” anlaşılırdı.

Bu akşam da giydiği beyaz gömleği, kırmızı eteğinden heybesindeki konunun, yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yılı olmasıydı…

Titreyen sesiyle biliyor musunuz, diye girizgâh yapıp, önce kurtuluş savaşı öncesinden bahsedip, “Cumhuriyet” bir milletin özgür sokağı, sizlerin ise “ifade, düşünce, bilim ve sanat” özgürlüğünüz… Mustafa Kemal Atatürk’ün en güzel mirası işte budur. Yeni bir devlet, yeni bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet bu kadar kıymetli, dedi. Özellikle de biz kadınlar için eşitliği ve özgürlüğü temsil eden haklardır. En temel hakkımız ise özgürce doğup fikir ve düşüncelerimizi özgürce ifade edebilmemizdir. 

İşte, bu nedenledir ki biz, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ilanından sonra Milli Bayram kutlamalarına büyük bir coşkuyla aylar öncesinden özenle hazırlanırdık. Yeni kıyafetlerimiz dikilir, Cumhuriyet balolarına dans ve valslarla iştirak ederdik. Rahmetli dedenizle baloda giyeceğimiz kıyafetlerimizi giyer, bazı akşamlar dans provaları yapar, dedeniz hazırladığı konuşmaları tekrar tekrar okurdu. Evimizi, sokağımızı bayraklarla donatırdık. Halk şenlik havasında kutlar, caddeler çeşitli gösterilere sahne olurdu. Ah, nerede o güzel coşkulu bayram kutlamaları!

İşte, bu geceki heyecanım Cumhuriyet’in ilan edildiği gün gibi taze… 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yılını görmek bu yaşta da olsa kalp atışlarımı hızlandırıyor. Sevgili Mustafa Kemal Atatürk’ün bize armağan ettiği bu güzel bayramı Sizler ilelebet yaşatın, derken sesi titriyor, mutluluktan ağlıyor, bir taraftan da gözyaşlarını siliyordu.

Aaah Şükrü Efendi, sende görüyorsun değil mi? Cumhuriyetimiz 100 yaşına giriyor. Eğer dedeniz yaşasaydı sizlere öyle güzel şiirler okurdu ki ön prova yaptırır, bu geceyi şenliğe dönüştürürdü…

 


İlginizi Çekebilir

ŞAYAN TEYZEM

Işın GÜVEL

Ben’i Bırakmak

Nurseli TÜFEKÇİ

Nafile Bilge

Handesu GÖÇMEN