Halı
Kahveyi döktük, yüzümüzü büzdük
Telve tabakta, yaren yatakta
Şu gönül sana uçmakta
Fincandan içtik, yüzümüzü gördük
Bize müsaade kapıyı gördük
Sevenler sevmiş, büyükler olmaz demiş
Duvarda tüfek, yerde halı
Sevenlerin hâli
Bize gitmek düşer sevenlere yas
Kızlar mutfakta oğlanlar odada
Gönüller, seven gönüller
Ah bu büyükler, ah bu büyükler
Oğlan, severim naraları atmakta
Kız, çaresiz ağlamakta
Baston yerde, koltukta dede
Söz bastonun ağzında, inatla
İnatla
Denizde köpük, oğlanın gözü dönük
Duvar ya bu halısı da var tüfeği de
Oğlan odada, kız mutfakta
Delikanlının şu feryadı duyulmakta;
“Sunam Sunam Sunam
Ötede buluşuruz Sunam”
Duvar boş tüfek yerde
Çığlıklar öteki köyü inletmekte
Baston yerde, kan yerde…
(Kıza ne mi oldu dersiniz; Ahmed’in acısına
dayanamamış üç gün sonra, sevdiğinin
mezarı başında ölmüştür.)