Zamanın ve şartların oluşturduğu boşlukları doldurmayı seven biriyim. Uzun zamandır adını koyamadığım bir boşluk var içimde. Ötekilerden farklı bu sefer. Hem bir arayış hem de bulmuşluk içindeyim. Hem kendimi her şeye ait hem de her şeyden soyutlanmış hissediyorum. Böyle zamanlar içimde hallederim her halimi. Dışavurumların anlaşılırlık seviyesine çok etki etmediği kanaatindeyim. Bundandır ki soyut tüm kavramları kendi içimde keşfetmekteyim. Bu akşam da boşluklarımı dolduran soyutluklara bir somutluk ekledim.Yeni hobiler edinme yolunda emin adımlarla ilerlemekteyim. Çiçeklerle ilgilenmenin ve onları sevgiyle beslemenin kıymetini yeni keşfettim. Hiçbir bilgim yoktu çiçekçiye adımımı attığımda. Sevdiğim çiçek bile değişti sanki bu havada. Uzunca konuştuk çiçekçi abiyle. Bahsettik her çiçeğin halinden. “Yazın her çiçek açar.” dedi. Ben de bakındım etrafa, benim yazıma açmasını istediğim çiçeği seçmek için. Hepsine dokundum, hissettim. Ve içlerinden papatyayı seçtim. Birkaç açmış olanı vardı saksıda. Diğerlerini de sevgimle açtırabilmeyi diledim. Kalan çiçeklere de kalbimde yerleri olduğunu ve onlar için tekrar uğrayacağımı hissettirmek istedim. Sanırım içimdeki her boşluk, güzellikleri bulmam için bir armağan oluyordu. Teşekkür ederim tüm boşluklara ve onları oluşturan şartlara. Böyle bir güzelliği evime ve kalbime sığdıracak oldukları için. Güzel hobilerin bir başlangıcı olan bu bitki bakımı bana nicesini kazandıracak, biliyorum. İyi ki çiçekler var. İyi ki hem saksıda hem de gönlümde açıyorlar.