Karanfil çıkmazının başında indim taksiden, sanki zaman ben giderken donmuş gibiydi. Çöp konteynırı ağzına kadar dolu, tekir kediler aynı yerde kavga ediyorlardı. Açıkça söylemek gerekirse gitmek daha kolaydı. Tam şu anda içimdeki pişmanlık ve huzursuzluk tüm hücrelerime nüfus etti ve daha sokağın başındayken elektrikler kesildi. Bu vazgeçmek için bir işaret olabilir miydi? Yine de buraya kadar gelmiştim. Bir defaya mahsus kaçmayıp başladığım işi bitirebilirdim. Karanlığın içinde garip sesleri yara yara ilerlemeye başladım. İlk evden hiç ses gelmiyordu. Sanki elektrik insanları da alıp gitmişti. Ben de geçip gittim. Ahmet abilerin evinin önündeyim. Kalbim sızlıyor derinden ince ince; Leyla ilk aşkım! Beni her defasında tam yüreğimden vuran kurşun gibi gözleri vardı. Evlerinden bebek ağlaması yükseliyor. Leyla’nın bebeği mi acaba? Bir de bu soruyu yükleyip devam ediyorum yoluma. Adeta bataklıkta ilerliyorum. Ayaklarım bedenimi taşımakta zorlanıyor, eski yaralarım açılıyor hedefe yaklaştıkça, her yanımı kan ve ter basıyor. Evlerin birinde karı koca kavga ediyor. Ardından bir şeyler kırılıyor; ben kalbimi yokluyorum. Bahçelerinin ardına gizlenmiş evlerin arasında ilerliyorum. Karanlık beni ufak ufak sindiriyor. Sol tarafımdaki bahçede köpek hırlıyor; korkuyorum. İçine diş fırçası, pijama ve bir tişört tıkıştırdığım küçük çantayı bırakıp kaçacakken komşumuz Rasim Amcaların evinden sızan ışık önümü aydınlatıyor. İçeriden ılık ılık insan sesi akıyor. Karısı Müberra Teyze ile konuşuyor olmalı. Çocuk sahibi olmayı en çok bu iki insan hak ediyordu. Bense hep bu evin çocuğu olmak istemiştim. Tam rahat bir nefes alıyorum derken kendi gerçekliğimle karanlığın içinde yüz yüze geldim. Baba evinin kapısındaydım! En korkulu kabuslarımın geçtiği mekandayım. Kapısının önünde durdum. Nefes almak istiyordum ama ciğerlerim şişmiyordu. Bedenim kaskatı kesilmişti. Artık çok geçti, kapıyı vurdum. Karanlığın sessizliğinde bütün dünyadan duyulmuştu kesin ama evden ses gelmiyordu. Tekrar vurdum. Bir kıpırtı işittim. Kapıya yaklaşan adımları duyuyordum. Her adımda kalbim biraz daha şiddetli çarpıyor olduğu yere sığmıyordu. Tam şu anda doğduğum evde ölüverseydim. Zaten olan olmuş, ölen ölmüştü. Neden geldim…