Menemen

Mmmm… Planlaması bile huzur veriyor bana. Yahu bu kadar birbirine yakışan malzeme olur mu? Belki de ben doğadaki renklere benzetiyorum veyahut canım sıkkın olunca doğadaki huzuru arıyorum bu küçük tavanın içinde. Sanki adları yok. Sadece renkler benim için.
Soğanı kesmeyi de hiç sevmiyorum. Bu arada soğanlar artık göz yakmıyor mu ne?
Yağı kafama göre göz kararı döküyorum tavaya. Biraz yağlı olsun. Vay anasını bu Sibel abla da bir gönderemedi soğuk sıkım yağı. Bitmek üzere bu da. Boyuna boyuna kesilmiş soğanları tavaya atıyorum, sevmiyorum öyle küp küp. Tatlış tatlış kavrulmaya başlar şimdi. Soğan da böyle güzel kokar mı ya, kandırıyor kerata. Bu koku bana huzur veriyor, İstanbul’u sel almış umurumda olmaz.  
Kırmızı pul bibeer. Heh burada. Mis ya bu. Bayılıyorum bu kırmızı renge, içim açılıyor. Bir cesaretleniyorum, coşuyorum. Market salçası, ııığ. Annemin salçası yoksa pul biber kafidir benim için. Şimdi biberler… Onları da soğanın aksine çok ince halka halka seviyorum. Naif. Tüm malzemeleri teker teker tanıştırıyorum o ateş pahası zeytin yağı ile… Şimdi domates biraz pişsin bakalım.  Çok da pişmesin yaa sevmiyorum vıcık vıcık. Yumurtanın beyazı. Ah pardon. Sarımsak. Asla sarımsaksız olmaz… Asla!
Of, çayın buharına ne demeli, oldum olası çay içip zafere çıkacak gücü bulurum kendimde. O derece yani. Güç ve huzur yan yana. Tadından yenmez. Neyse çay demlensin orada… Ne yakışıyor tadı bir acılığın üzerine alınan sıcak bir yudum çaya.
Allah aşkına neden ben her canım sıkıldığında bu lezzeti aryorum, buna sığınıyorum? Bazen kimseden alamadığım desteği veriyor bana yumurtası, biberi, domatesi. Ay! Kıvamı kaçırmayayım. Şimdi rendelenmiş kaşar peyniri. Pardon yumurtanın beyazı, kaşarı sonra. Tepeden bakınca ateşin fokurdatmasıyla dans ediyorlar mübarekler, tavanın derininde. Telefon çalıyor, vallahi tavadakileri riske atamam Eveet, gelsin baharatlar. Baharatsız yemek bana bana göre soluk bir ten demektir. Nane, kekik, karabiber at üstüne renklensin. Ah ah niye şu ekmeğin kimyası ile oynadılar. Yok şeker yok gluten. Fırından yeni çıkmış sıcacık beyaz ekmek ne güzel giderdi bunun yanında. Bir ekmek bitirirdim bence. Aslında bu akşamlık alsa mıydım? Ee bu akşam ne olur, yarın ne olur derken… Neyse ya zaten bugün zor bir gündü. Biraz yağlı olsun badem unundan krebi ısıtırım yanına.
Vay anasını saat 21:00 olmuş.

İlginizi Çekebilir

İçimdeki Deniz

Gurbet TURAN

ÇÖPTEKİ AŞK

Ayşegül GÜR

Özledim

Serpil GÜNDAY