Temmuz
Bu sabah erken kalk, balkona çık mesela; güneşin doğuşunu izle! Gökyüzünün siyahtan kırmızıya, turuncuya, sarıya ve nihayetinde maviye dönüşümünü kaçırma! Semanın ebrudan maviye geçişi... Başka hiçbir gezegende yokmuş, koca evrende.
Bir an ürper sabah serinliğinde; üşü birazcık. Üzerine bir şal al, ama turuncu olsun gün doğumuna ufak bir gönderme yap. Sonra saçlarını arkaya doğru bir savur, güzel ve alımlı hisset bir an da olsa. Karşındaki birkaç ağaca bak! Arada açmış manolyaları fark et. Derin bir nefes al, toprağın kokusunu, sabahın serinliğini içine çek iyice. Sonra gözlerini kapa, ağaçtan gelen hışırtıları, yeni uyanan kuşların cıvıltılarını dinle...
Karnın acıkmıştır. Demliği ocağa koy, çay tanelerini kokla. İki yumurta tıklat ufak bir kapta. Sonra git sevgilini uyandır dudaklarına kocaman bir buse kondurarak. Sonra yanına uzan.
-Temmuz sabahına günaydın canım!
Biraz gevezelik edin, çocuklardan konuşun. Demlenen çayın kokusu sarınca ortalığı, doğru kahvaltıya. Bol muhabbetli kahvaltınız olsun.
Telefonunda bir müzik aç, Sezen’den begonviller mesela.
Hızla topla evini, ev sevildiğini bilsin böylece. Süslen azıcık, rujunu dudaklarında gezdir.
Sokakta herkese günaydın de, gülümse tanımasan da. Kedilere, köpeklere laf at. Dünyanın hiçbir yerinde bulamazsın bu kadar özgür ve sevimlilerini. Varsın çılgın desinler!
Metroda merdivenden in, asansör bekleyen gençlere gülümse sadece. Trende ağlayan çocuğa şeker uzat taa gözlerinin içine bakarak.
Deniz tarafından çık metronun Kadıköy’de. Denize ve vapurlara merhaba de içinden ve eski hatıralara el salla. Çarşıdan geçerken yeni kavrulan kahvenin, taze gelen balıkların, fırınlardan gelen açma kokularını tek tek koklayarak yürü.
Boğa’da selfie çektirenlere katıl, engelli satıcıdan mendil al.
Kendini dinle bugün. Kendini hisset, çayını doya doya yudumla hayatınla, anılarınla birlikte.
Ayların sultanı temmuz geldi.