Akdağ SAYDUT ile Samimi Bir Söyleşi
- Akdağ Bey kuruluşundan beri dergimize çizimlerinizle destek veriyorsunuz. Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
En zor şey insanın kendisini anlatmasıdır. Ben çocukluk yıllarımda ağabeyimin çantasından kalemleri, boyaları; kimi zaman defterleri alarak çizip, karalardım. Ablamın saçları uzundu, abartı sanılabilir ama beline kadar inen uzun ve gür saçları vardı. Çizmeye ablamın saçlarıyla başladım diyebilirim.
- Çizim yeteneğinizi ne zaman ve nasıl keşfettiniz?
Elime geçirdiğim kağıtlar, gazete sayfaları karalama alanıydı. Bir şeyler karalayıp çizdiğimde, çizime ilişkin hayali hikayeler uyduruyordum. Neler derseniz. Devler, hayvanlar, akla gelen gelmeyen bir sürü absürt sözler. Yaşım biraz ilerledikçe, beş ya da altı yaş gibi, karalama aşaması geride kaldı. Kuş, böcek, çiçek, ev gibi şeyler çizmeye çalıştığımı anımsıyorum. Yetenekli miydim, bilemem. Annem bu çizimleri biriktirip saklamıştı ama tayinler nedeniyle taşınmalarda her şeyi saklamak zordu. İlkokul yıllarında resim yapmaya başladım. İlkokulun ilk üç yılında üç ayrı öğretmen mükemmel resim yapan eğitimcilerdi. Onların bana katkısı büyüktür.
-Hangi paltformlarda yer aldınız?
Hürriyet Gazetesi’nin Bonbon Mizah Eki’nde ilk karikatürüm yayımlandı 1972’de. Gırgır, Akbaba, Karikatürcüler Derneği’de çizdim. Gazeteciler Cemiyeti’nin Bizim Gazete’sinde mizah sayfası hazırladım. Kısa öyküler yazdım, vinyet yaptım. Şu anda Kadıköy Karikatür Evi’nde ders veriyorum.
- Bir sanatçı olarak Kadıköy Karikatür Evi’nde çocuklarla karikatür atölyesi yapmak sizde nasıl bir duygu uyandırıyor?
Çocuklar çok akıllı ve ilgili. Bilgisayarla meşgul ve televizyon izleyen, çevresiyle iletişim içinde olan, güler yüzlü çocuklar. Gülmece konusunda başarılılar. Kendi gülmecelerini sözle oluşturabilecek kadar akıllılar ve çizim yeteneklerini de geliştirebilecek kapasitedeler.
- Mizah yapmanın zorlukları nelerdir?
Bizim ustalarımız ‘Mizah zekanın zekatıdır’ derler. Mizah bir anlamda duygudur. Gülmek ve gülmece oluşturmak insan ruhunu geliştirir. Bu bağlamda çarpık, uyumsuz, kendi kendisiyle çatışan ya da çelişen her şey mizah konusu olabilir. Genel olarak gündelik yaşamımızda karşılaştığımız her şey mizah konusu olabilir. Siyaset de bu kapsamdadır. 1970’lerde ‘Mizah dünyayı gülünç olmaktan kurtarır’ sloganı çok kullanılırdı. Yine de mizah bireysel bir terapi, rahatlama ve sosyalleşme aracıdır. Zor olan kısmı şakadan anlamayanlara dert anlatmaktır.
- Çizim yapmak size neler hissettiriyor?
Çizmek uygar ve demokrat bir eylemdir. Çelişki ve çarpıklıkları öne çıkartır, hem izleyenleri hem de çizeri özgürleştirir. Çizgi, insanı yeniler; farklı düşünceleri birleştirir ve duyguları dengeler. Her karikatür bu bağlamda tek başına bir bildiridir. Çizim yaparken hem düşünür hem gözlem yapar hem de çelişki ve zıtlıkları kullanır. Sonsuz bir imgelem dünyası kurgularsınız. Özgürlüğün sınırları yoktur. Özgüven duygusu sonsuzdur.
- Çizimle ilgilenen ve kendini geliştirmek isteyenlere tavsiyeleriniz nedir?
Çizimle ilgilenen herkes çok okumalı, çizgi ve mizah kurgulama yeteneğini geliştirmelidir. Geçmiş ve güncel olayları ve bunun yanı sıra farklı sanatçıları izlemeli, çok çok okumalıdır.
- Söyleyeceğim kelimeler size ne çağrıştırıyor? Beyaz, nefes almak, disiplin, kedi, yetenek…
Beyaz: Temiz, özgür ve aydınlık.
Nefes almak: Yaşam, sevgi, estetik, uygarlık.
Disiplin: Her şeye rağmen ödünsüz yaşamak.
Kedi: Yaşamı paylaşmak ve sevgi.
Yetenek: Allah vergisi.
- Bugün ne çizdiniz?
Evde canım sıkılmıştı. Cemal Süreya’nın Şelayeye Düşmüştür Zeytin dalı, Celaliyim Celalisin Celali yerine Salvador Dali olsun dedim.
- Önümüzdeki dönemde sanata ne gibi katkılarınız olacak?
Bu sorunun yanıtı zor.
- Eserekli Dergi’ye baştan beri katkılarınız için teşekkürler. Bize kapak görseli çizer misiniz?
Ben de teşekkür ederim. Tabii, çizerim.