Akıl Sağlığı

Çok çabalayarak sağlam tutmaya çalıştığım akıl sağlığım ayaklanıp gitmek üzere.

Sen çok iyisin, ben sana layık değilim. Bir senedir layıktın da şimdi mi olmadığını anladın? Mert ol mert! Artık seni sevmiyorum demek bu kadar zor olmamalı, yalan söyleyecek kadar. Aklın sıra beni kırmadan ayrılacaksın. Çok kibarsın ya!

Anlamayacağımı düşünüp beni aptal yerine koymak bu kibarlığından mı? Biraz işim var, bu gün buluşamayacağız deyip sekiz saat sonra “nasılsın” mesajı ile güya hatırımı soran sen değil misin? Bu gün “işte çok yoruldum, yarın görüşsek olur mu” diye yazan da sensin. Geçelim layıktım, değildim laflarını, sana kolay gelsin, tabii bana da herkes yoluna…

Ama kabahati önce kendimde aramalıyım aslında. Başımıza gelenleri kabullenip mutsuz ve huzursuz yaşamaya devam mı etmeliyiz yoksa başımıza gelenlerin sorumlusu biz miyiz? Başımıza gelenleri yönlendirme, yönetme gücüne sahip değil miyiz? Peki, bunu niye fark edemiyoruz?

Şu anda yaşadığım üzüntünün, enerjimin sömürülmesinin suçlusu kim? Kimseyi suçlama, dön kendine bak. Madem anladın ki bazı şeyler ters gidiyor niye izin veriyorsun? Kimseye iftira atma, suçlu arama.

Kendi hayatıma hükmedemediğim için başkalarının hükmetmesinden duyduğum rahatsızlığı fark etmem gerek. Yoksa bana sunulanları kabul etmek, onları yaşamak ve işin kolayına kaçmayı kaderim mi sandım?

Bu iş böyle gitmez. Ben ne istediğimi biliyorum. Bu yaşam bana göre değil. Gözüm açıldı. Aslında sana teşekkür borçluyum. Bu sorgulamaya sen sebep oldun. Bundan sonra yepyeni bir ben var. Aslında var olanı yeni keşfetmiş olan bir ben var.

Bu hayat benim. Seçimlerimi yapacak olan benim. Beni mutlu edecekleri benden daha iyi kimse bilemez. Kolları sıvadım. Güçlüyüm, yapabilirim. Ben beni seviyorum…


İlginizi Çekebilir

Bir Mart Gecesi

İrem ATALAR

Sesler...Sözler

Sedef ERİK