Beyaz Gece
Yıl 2022, aylardan en kısa olanı
Yer Dragos civarında bir gece
Cemre henüz düşmemiş toprağa
Mevsim bahara yüz tutmuşsa, usul usul gel…
Mimoza kokan sokakta, ellerimde bir demet papatya,
Altın kelepçe sunacağım sana…
Bu tatlı rüyanın tam orta yerinde
Tek bir el ses gökyüzüne savruldu,
Umuda kelepçe vuruldu.
Varlığım ise artık bir bilmece
Son nefesimde adın, dilimde iki hece
Dolunay aydınlattı çeşmi cihanı
Beyaza büründü gece…
Meriç DEDEOĞLU
Son yılların yeni nesil yazarlarından Meriç Dedeoğlu üç gündür kayıp. Yazarın hayatından endişe duyan yakınları ve sevenleri yazarın bir an evvel bulunmasını istiyorlar. Yazarın yayımladığı kitaplarda ağır eleştiride bulunduğu bir kesimin var olduğu bilinmekteydi. Yazar en son Issızlar üçlemesi ile adından söz ettirmiş ve hayran kitlesini genişletmişti. Dedeoğlu üçüncü kitabının yazım aşamasında ortadan kayboldu. Seri halinde devam eden bu son kitapta bir cinayet işlenmesi bekleniyordu. Yazar Meriç Dedeoğlu’nun ‘Deneyimlemediğim hiçbir duyguyu okura anlatmaktan hazzetmiyorum’ ifadesi üzerine yazarın bir cinayet işleme hazırlığı içinde olduğu iddia ediliyor. Hayli distopik olan bu iddia üzerine emniyet yetkilileri çalışmalarını sürdürmekte. Sosyal medyada ise tam bir infial oluşmuş durumda. Bu dururumun basit bir kaybolma vakası olarak değerlendirilemeyeceği, işin içinde yazarın kitaplarında eleştiri konusu ettiği kaymak tabakadaki gruplar tarafından hedef tahtasında olabileceği; bu sebeple asıl kendisinin hayati risk altında olduğu iddiaları ve bu durumun ciddiye alınması talepleri yayılmakta. Öte yandan yazarın en son paylaşımında bir şiire yer verdiği ve bu şiirin aslında kilit şifreleri barındırdığı sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılmakta. Sosyal medyada bu olay hakkında en çok beğeni alan yorumları sizler için derledik.
- Bir yazar bir ülkede nasıl kaybolur ya ayrıca niye kaybolsun. Ben kendisinin son romanı için uzaklaştığını düşünüyorum, belki de yurt dışına çıkmıştır, malum yazmaya yurt dışına gitmek artık moda.
- Bütün bunların sebebi Nihan Aslan’dır. Yazarı aramadan önce bu kadının kesinlikle sorguya alınması lazım.
- Kim bu kadın ya, habire adı geçiyor
- Dedeoğlu’nun uzatmalı sevgilisi, ayrıca kitaplarının editörlüğünü yapıyor, bildiğim kadarıyla kitapların kurgusunda da parmağı var her taşın altından çıkar sinsirella. Pek hazzetmem kendisinden.
- Sevgilisi mi varmış Meriçciğimin, hayır ya olamaz, kabul edemem bunu ayrıca benim nasıl haberim olmaz, biri şu konuyu detaylı anlatsın, kim bu Nihan?
- Biliyorum o kadını ya, her imza gününde oturur bizimkinin yanına, kırmızı gözlüklü, uzun ve hatta güzel sayılır ayrıca son kitapta yazılacak cinayet kurgusu Nihan’ın fikriymiş, bu serideki cinayet kurgusu zatı şahanelerine ait yani.
- Bi şey söylicem, yalnız son şiirde papatya filan diyor, siz cinayet işini nerden çıkardınız?
- Arkadaşım şiirde şifre var, yılın en kısa ayından bahsediyor yani şubat, dolunayda ayın 15 inden sonra olur genelde ve tüm kirli işler dolunayda olur, tek bir el silah sesi diyor ama mekânı tam anlayamadım.
- Yalnız şiirde silah demiyor, belki ima ediyor bilemiyorum, yarın ayın 15’i, mekân olarak Dragos’tan bahsediyor, Kartal ilçesine bağlı, bildiğim kadarıyla Dedeoğlu burada ikamet ediyor.
- Doğru, ayrıca bu muhitte Mimoza sokakta var, tamam o zaman polisler gitsin, beklesin işte.
- Bu şiirde bi şey var, sanki sevgilisini çağırıyor. Bence sevgiliyi ellerimde çiçekler diye çağırıyor -birde yağmur yağarsa tam olur, kapında sırılsıklam :)- Amaç onu oraya bi şekilde getirmek, yani öldürülecek kişi aslında sevgilisi Nihan Aslan. Zaten şiirin son kısmında ‘son nefesimde adın, dilimde iki hece’ diyor, Ni-han, böylelikle sevgilisine veda etmiş oluyor aslında.
- Mantıklı, çünkü kitaptaki şu cinayet mevzusu için Nihan’ın çok ısrarcı olduğunu duydum. Malum bizim Meriç Efendi idealist yazar, sözümden dönmem dedi, cinayeti de işlemeden yazmam, birini öldürürsem de bu kişi sen olursun dedi. Ondan sonrada beni ara ki bulasın... Güzel intikam.
- Her taşın altından çıkıyor kırmızı fettan. Çipil gözlü şeytan. Yaktı çocuğumun başını.
- Pardon teyze de senin nerden çocuğun oluyor. Ayar oluyorum böyle insanlara, gereksiz sahiplenmelere ayrıca bir insan kayıp sizin burada yaptığınız entrika kitapta yok, hayret bir şey.
- Sakin olun, kavga etmeyin, telaş etmeyin. Yeni kitap çıkacak işte, reklam kokan hareketler bunlar. İlgiyi çekme çabaları.
- Arkadaşlar şu an harbi saçmalıyorsunuz, neymiş sevgilisini öldürecekmiş, sonra roman yazacakmış, bu da çok satacakmış. Neyin kafası bunlar, çok merak ediyorum.
- Arkadaşlar yarın mekâna gidecek olanlar olur diye düşünüyorum, bizi süreçten haberdar edin, hatta canlı yayın yapın, hesaplarınız yürüyüp gider benden söylemesi :)
15 Şubat 2022 saat 22.20, yer Dragos, Mimoza Sokak. İki tarafı çam ağaçları ile çevrili bu sokakta tüm haşmetiyle dolunay tam sokağın ortasında boylu boyunca geceyi aydınlatmakta. Mevsimin aksine ılık bir rüzgâr bedenlerimizi sarıyor. Meriç Dedeoğlu’nun en büyük fan sayfası olarak bu geceye şahit olmak üzere sizler için buradayız. Yazarımıza layık olacak şekilde hem edebi hem de edepli bir şekilde görevimizin başındayız. Gergin bekleyiş polis, bir grup gazeteci ve yazarın fanlarından oluşan bir toplulukla devam etmekte. Ne beklediğimizi henüz bilmiyoruz. Nihan Aslan polis arabasında bekliyor, kadın çok gergin görünüyor, bence kendisinin öldürüleceğine inanmış durumda acaba diyorum bu kadını bu hale biz mi getirdik:) Arkadaşlar biliyorsunuz ben gök bilimciyim, Dedeoğlu ile ikinci kitapta yer alan güneş tutulması hakkında fikir alışverişinde bulunmuştuk, sayfamızın çalışmalarını takip ettiğini söylemişti. Bu arada hala sayfamızı takip etmeyen varsa hatırlatalım. Kendisi çalışma süremiz boyunca bana ve arkadaşlarıma karşı çok nazikti, ben şahsen kendisinin bir cinayet işleyebileceğine pek ihtimal vermiyorum. Bizlerin en büyük korkusu kendisinin bir kumpasa kurban gitmesi, sürecin takipçisiyiz, heyecanla bekliyoruz.
15 Şubat 2022 saat 22.22, arkadaşlar sokağın başında Dedeoğlu göründü, sesim çok az çıkıyor, polis belirtilen bölgeye kimseyi yaklaştırmıyor kendileri de konuşlanmış vaziyette, uzaktan görebildiklerimizi aktaracağız sizlere. Görüyorsunuz, canımız pahasına sizler için yayındayız. Derin bir sessizlik var. Evet… evet, duydunuz silah sesini, her taraf sis gibi beyaza bulandı, gaz bombası değil galiba. Sis bombası olmalı. Arkadaşlar çok garip şeyler oluyor burada, biri vuruldu mu onu da anlayamadık. Sis dağılmaya başladı, Nihan polislerin engellemesine rağmen Dedeoğlu’na doğru koşuyor, acaba yazarımız mı vuruldu. İnanamıyorum şu an olanlara, ben anlatmayayım zaten görüyorsunuz. Gökten papatyalar yağıyor. Sözün bittiği yerdeyiz arkadaşlar, adam evlenme teklifi ediyor.
-Adımladığın her adım, bana yaklaştığın her an… Sonsuz… Gökten papatyalar yağdırıyorum sana, dokunmaya kıyamadığım saçlarına biri denk gelirse diye…Ve sen, uzatmalısın parmağını bana, mühürlemeliyiz bu cemreyi çünkü ben sana düşmüşüm, sen bana… Bunlar sadece dilimden dökülenler, kalbimin ne söylediğini öğrenmek için yaşlanman gerek benimle.
…..
Evet arkadaşlar, bugün inanılmaz bir güne şahitlik ettik. Yine ve her zaman olduğu gibi sizler için yazarımızın yanındaydık, günlerdir süren gerilim ve heyecan nihayete erdi. Nihan Aslan’ın seveni olduğu kadar sevmeyeni de vardır ancak Dedeoğlu’nun fanları olarak bize onları tebrik etmek yakışır. Geceyi noktalamadan önce videomu beğenmenizi ve kanalımızı takip etmenizi hatırlatırız. Haydi Dedeoğlu fanları, yorumlara…
- Adama bak ya, resmen içinden ‘Son Beyaz Romantik’ çıktı
- Yaaa, benim ponçiğim hiç katil olabilir mi, şu sıfata bak. Ellerinde papatya, bebek suratlı romantiğim.
- Ah Meriç Dedeoğlu, üzümlü kekim.
- Yalnız ben şu an Nihan’a sinir olmakla meşgulüm, şu çocuğu hiç hak etmiyor.
- Bu kadar gümbürtü evlilik teklifi için miydi? Bence bazı şeyler özelde kalmalı. Ayrıca bu kadının abartılacak bir tarafı yok, ikisini yan yana düşünmek… Tam bir hayal kırıklığı.
- Teklifinde abartılacak tarafı yok bence vasattı, hatta yapmacık.
- Arkadaşa sormak isterim, acaba kendisi hayatında hiç evlilik teklifi almış mı?
- Hiç ama hiç yakışmıyorlar.
- Geldi yine linçci tayfa.
- Adam resmen yürüyen karizma yaa. Böyle erkekler var mı?
- Yok canım, yok tabii ki. Unut sen bu gördüklerini, sıfırla hafızanı bunlar ancak kitaplarda ya da filmlerde olur. Burada da nasıl oldu bilmiyorum.
- Reklamlar diyorum canım, reklamlar…
- Ülkemde yine her şeyin abartıldığı bir gün.
Gürültülü gecenin sakin sonu… Günün yorgunluğu sanki çam ağaçlarının üstüne çökmüştü. Hafif rüzgarın etkisiyle ağır ağır sallanmakla meşguldüler. Çevredeki meraklı bakışların hepsi gitmişti. Issız çamlık yolda sessizce yürümek ikisine de iyi gelmişti. Nihan derin bir nefes aldıktan sonra hesap verme vaktinin geldiğini anladı Dedeoğlu.
-Neredesin sen günlerdir, ne kadar korktum, haberin var mı? Hele ki birini öldürebile… Her neyse işte.
-Gerçekten birini öldürebileceğimi mi düşündün. İnanılmazsın! Üstelik böyle biri ile hayatını birleştirmeye adım attın. O zaman açıkla, benim gibi birini neden seviyorsun?
-Ne demiştin sen, ‘Birini sevmek için bir nedene ihtiyaç duymaz insan.’ Issızlar- Kitap 2, Bölüm 3.
-Hayata bakış açımızın farklı olduğu bir gerçek, sen daha somut hatta ticari bakıyorsun. Bulunduğun konum gereği haklı olabilirsin ancak ben bir yazarım ve benim işim duygularla.
-Empati denen şey bunun için var. Bunu gözlemle, tecrübeyle hatta bu duyguları yaşayanlarla konuşarak yapabilirsin. Her duyguyu yaşayamaz insan ama anlamaya çalışabilir.
Meriç yürüyüşünü durdurdu ve sitemle döndü ‘Çok doğru, anlamaya çalışıyorsun ancak anlamıyorsun, anlayamazsın. İşte bu yüzden ısrarcıyım, yaşamadığım duyguyu anlatmam okuyucuma. Bu da benim yolum, felsefem… Daha başka nasıl anlatabilirim, bilmiyorum.
Nihan konuyu daha fazla uzatmak istemedi. Merakla ‘Peki en son paylaştığın şiirin bir anlamı var mı? Yani şiire göre zaman tuttu ancak tamda bu gece bir olay gerçekleşiyor ama olay hala belirsizliğini koruyor, yoksa kitaba mı saklıyorsun?
Meriç muzip bir gülümsemeyle ‘Yoksa benden korkuyor musun? Hazır yalnız kalmışken… her şey mümkün…’ keyifli bir kahkaha attı.
Bu ifade Nihan’ı rahatsız etti ‘Saçmalama, elbette hayır. Ben sadece şiirde bahsettiğin Umuda kelepçe vuruldu, Varlığım ise artık bir bilmece mısralarının bir anlamı olup olmadığını merak ediyorum.’
Meriç imalı bir şekilde ‘Artık evli bir adam olacakmışım ya, benimle evlenmek isteyen herkesin umutlarına kelepçe vurulmuş olacak işte.’
Sinirleri iyice gerilen Nihan öfkeyle ‘Ne söylemek istiyorsun, anlayamıyorum, daha açık konuş.’
Kendinden emin rahat bir ifadeyle ‘Kitap yayınevine basıma gitmeden önce, sansasyonel bir haber fikri sana ait değil miydi? Daha öncesinde de benzer şeyler yaptık’
-Nasıl yani, bu evlilik teklifi, papatyalar… Yaa, bu kadar insan toplandı buraya… Bunları hepsi kitabın reklamı için miydi?
- Neden bu kadar öfkelendiğini anlayamadım, ben sadece editörünü dinleyen bir yazarım.
Öfkesini kontrol edemeyen Nihan, sokağı dört dönmeye başladı ‘Bunu yapamazsın, biz yıllardır birlikteyiz. Bu yaptıklarını hak etmiyorum!’
Artık daha ciddi olması gerektiğini anlayan Meriç ‘Son üç gündür neler yaptığını ve ne kadar korktuğunu gördüm, aramızda aşılamaz güven sorunu var, fikir ayrılıklarımızın ne kadar keskin olduğunu bu gece bir daha gördük. Ben artık gölge bir yazar olmak istemiyorum. Hikayelerimi, karakterlerimi özgürce yazmak istiyorum senin ya da sosyal medyanın siparişlerine göre hareket etmeyeceğim.’
Hem sen rahat ol keyfine bak, kitap satışları patlayacak. Okuyucuya istediği heyecanı verdik, acaba son kitapta cinayet işlenecek mi, acaba Dedeoğlu ne yapacak… Kitabın 5. Baskısından sonra da bir ayrılık haberi… Dostane arkadaşlığımız devam ediyor gibi… Ama ortak çalışmaya devam, iyi kazandırıyorsun hakkını yiyemem.
Bir çırpıda söylemişti bunları. Çam ağaçlarının kokusunu içine çekip, derin bir nefes aldı, gece an itibarı ile onun için beyaza büründü. Kamburunu bıraktı az öteye, şimdi gerçekten hafiflemişti. Meriç hızlı adımlarla arkasına bakmadan papatyaların üstüne basa basa yoluna devam etti, gecenin karanlığında kayboldu.