Bir Üsküdar Sokağının Tüketilme Denemesi

Allı morlu şallı, beyaz gömlekli bir kız, saltanat ruhlu. Peşinde siyah ceketli muhafızı, hızlı adımlarla yollarındalar. Turuncu gömlekli, hacı sakallı genç ardlarında yavaş adımlarla. Ağacın altındaki masada oturan dört kişilik bir erkek grubu. Muhtemelen ülkeyi kurtardılar, kurtarıyorlar ya da mak üzereler. Gün boyu kurtardıkları birçok şey ile birlikte. Futbol, aile, siyaset… Hepsinin ve her şeyin çözümü Üsküdar’da sürü halinde oturan erkek gruplarında gizlidir. Yeni Valide Camii’nin arkasındaki kafelere ufak bir göz atarsanız metrekare başına ülke kurtarma oranının OECD ülkeleri arasında en tepede olduğunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Gelişmekte olan ülkelere bu grupları ihraç ederek hem ülkemize bir gelir kaynağı hem de gelişmekte olan ülkelere gelişmelerini tamamlamaları için bir fırsat yaratabiliriz.

Ellili yaşlarda iki adam. İkisi de beyaz spor ayakkabı giyen adamların biri telefonla konuşmakta. Şıklıkları su götürmez. Üstleri başları hariç dertleri kalmamışçasına kalantor yüzleri var. Sağ omzumdan arkama döndüğümde Rumi Kafe. İçinde hep tek tük insan. Rumi Kafe’nin önünden geçen, karalara bürünmüş bir yaz gecesi kâbusu gibi bir adam. Balkonun altından geçen alelade çiftler. Benim de karşımda sevgilim. Şişman bir çift geçerken mutlu bir ilişki iki tarafın da kilo aldığı ilişkidir gibi alelade bir laf ediyoruz biz de. Her yerde her an çay. Everything everywhere all at once with tea.

Bej trençkotlu bebek arabası süren bir kadın. Bebek arabası boş. İçinde bebek de olabilirdi, köpek de bir küçük kertenkele de. Annem de bizim bebek arabamızla pazara giderdi. Bir bebek arabası asla sadece bir bebek arabası değildir. İhale zengini görünümlü bir çift sokağın sonundaki çikolatacıya doğru yürüyor. Arkalarından onlarla hiç alakası olmayan hayattan elini çekmiş ve cebine sokmuş, bu sene kiraya ne kadar zam yapsam, yoksa kiracıyı kovup absürd paralar mı istesem diye düşündüğünü düşündüğüm bir amca geçiyor.

Mavi gömlekli, lacivert pantolonlu ve kirli sakallı üç adam yaklaşıyor uzaklardan. Hepsinin gömlekleri göbeklerine ve meme uçlarına yapışıyor. Otopark mafyası ya da vücutlarıyla gurur duyan büyük beden manken olmamaları için hiçbir sebep yok. Kareli gömlekli garson birilerine dondurma yetiştiriyor. Kendi hâlinde scooterını süren bir çocuğu kameralarıyla taciz eden çift abir çift anne baba. Kaç yaşındasın sen ya diye sormak gelmiyor tabii çocuğun aklına, scooterını sürmeye devam ediyor.

Artık herkes paparazisini evinde yetiştiriyor. Her yer her an instagram hikâyesi. Ben de şu an bir instagram hikâyesiyim. Herkes her an hazır olmalı. Kimin ne zaman, nerede, nasıl hikâye olacağını kimse bilmiyor. Tıpkı bu yazıda olduğu gibi.


İlginizi Çekebilir

Huzur

Aysel AKGÜL

Yorgun

Gökçe ÇINAR

Günlük

Banu ÖZÜGÜL