Gibi
Ciğerlerimi açan koku, ayaklarıma dolanan çalılar,
Üstümde mavi gökyüzü,
Sonu gelmeyen bir yürüyüşle,
Çam ağaçlarının arasında yürümek gibiydi seni sevmek.
Sızısı bütün hücrelerime dolan hasret, acı ve kederle
Her gün cam kenarında oturup
Gelmeyeceğini bile bile yolunu gözleyerek,
Çok uzaklardaki birini sevmek gibiydi seni sevmek.
Bir gece vakti elimde bir bardak çay
İstanbul'un sessiz ve sakin parlayan ışıkları ile
Elini tutacak sıcak bir el beklerken,
Bardağın dibinde kalan soğuk çayı içmek gibiydi seni sevmek.
Çatlarcasına durmadan asılmak küreklere,
Yorulsam da tükensem de
Hep bir umutla devam etmek.
Akıntıya karşı kürek çekmek gibiydi seni sevmek.
Asla kazanamayacağın bir savaşa girmek.
Olmayacak bir duaya 'amin' demek.
Kanatları kırık bir kuşken uçmaya çalışmak.
Dibi delik bir kovayı doldurmaya çalışmak gibiydi seni sevmek.