Tonton Güzellemelerinden

Büyük Fadime ömürlük kadındır. Her ne kadar on yedi yaşından beri İstanbul’da olsa bile, memleketinde yaşar gibi yaşadığı mahallesinde etrafı yakın akrabalarıyla çevrili olduğundan, konuşması ve yaşantısından bir şey kaybetmemiştir. Oldukça neşeli, lafını hiçbir durum karşısında esirgemeyen biridir. Öyle doğal tepkileri var ki bazen yanındakilerin yüzü bile kızarabilir.

Yine kalabalık günlerden biriydi. Komşumuz İmran teyze bize gelmişti. Tabii her zamanki gibi yengem ve kuzenlerim de bizdeydi. Bu arada İmran teyzeden de biraz bahsetmeli; yaşantısının bir kısmını İsviçre’de geçirmiş, merhum eşinin ölümü akabinde İstanbul’a kalıcı olarak dönmüş, tam bir İstanbul hanımefendisiydi. Genellikle bizimkilerin konuşmasının çoğuna Fransız kalsa da zaman içerisinde onlarla eğlenmeyi öğrenmiş, onların bu coşkusuna ayak uydurmuştu.

O gün tüm ekip toplanmış olduğundan tabii dedikodu yapmak şart olmuştu. İmran teyze de etraftaki komşuların yaptıklarını hararetli hararetli anlatıyor “… aman şu şöyle yapmış, bu böyle demiş…” vs. gerekli gereksiz konuşuyorlarken bende bir yandan misafirlere çay servisi yapıyorum. Artık kim kime ne demişse, bizim büyük Fadime hiddetlenmiş, eli belinde vaziyette ve o hararetli anlatımlara karşı “Gördün mi sen?” diye yüksek sesle haykırırken, bir baktım ki İmran teyze de “Ben görmedim, duydum.” diye karşılık veriyor, kendini doğrulama çabasında öne doğru eğiliyor. O esnada bir sessizlik oldu. Kuzenlerim ve ben gülmemek için birbirimize bakıp dudaklarımızı ısırıyoruz çünkü bizim oralarda “hadi ya”, “gerçekten mi?” anlamlarında kullanılan “Gördün mü sen?” kalıbından bihaber İmran teyze, çocuk safiyetiyle “Ben görmedim, duydum.” diye karşılık verince, büyük Fadime de dahil hepimizin filmde bir kopma oldu. O ciddi ve hararetli konuşmanın üstüne verilen bu beklenmedik tepki, biz Karadeniz ahalisinde coşma etkisi yapmış, komşumuz İmran teyzeyi ise şaşkına çevirmişti. İnsanların kendiyle aynı dilden konuşan insanlarla anlaşması o yüzden çok daha kolay olsa gerekti. 


İlginizi Çekebilir

Sığınak

Ayşe AKBULUT

Yitik Anahtar

Osman Osma