ÇÖPTEKİ AŞK
Sokakları grafiti ile süsleyen, siyasi bir eylemci ve gerçek kimliği bilinmeyen bir sokak sanatçısının imzasını taşıyan bir tablo 2018 yılında Londra Sotheby’s Müzayede Evinde 1,4 milyon sterline (yaklaşık 8.000.000-TL) satıldı. Yazımıza konu olan husus elbette bir sokak sanatçısının kimliği bilinmemesine rağmen nasıl popüler olduğu veya bu başarıya nasıl ulaştığı değil. Buradan bir başarı öyküsü çıkmayacağını belirtelim. Bir sanat eserinin dönüşüm sürecini, yeni bir hale evirilmesini ve artık yeni haliyle bize vermek istediği mesajı konuşmak daha anlamlı olacaktır.
Başta İngiltere olmak üzere farklı ülkelerde savaş karşıtı, çevreci, hayvan haklarını savunan ve popüler kültürü eleştiren, gerçek kimliğini gizli tutan ve eserlerinde ‘BANKSY’ imzasını kullanan sanatçının 2018 yılında ‘Kırmızı Balonlu Kız’ adlı eseri açık artırmaya çıkmıştır. Londra Sotheby’s Müzayede Evinde yapılan açık artırmada verilen teklifler sürekli artmakta ve salonda hareketlilik yaşanmaktadır.
Bu süreç zarfında verilen 1,4 milyon sterlinlik teklifle kürsüde yer alan münadi (müzayedeyi yöneten kişi) tarafından ‘Satıyorum, satıyorum, sattım.’ ilanı ve tokmağını kürsüye vurmasıyla birlikte salonda akıllara durgunluk veren bir olay yaşanır. Salonda aniden çalışan bir makinanın sesi duyulmaya başlanır ve uğultulu salon sessizliğe bürünür. ‘Kırmızı Balonlu Kız’ adlı tablonun yanında bulunan sanatseverlerin şaşkın bakışları ile birlikte tüm dikkatler bu tablonun üzerinde birleşir. Çünkü az önce 1,4 milyon sterlinlik bir tablonun kendini imha etmeye başladığına şahitlik ediyorlardır. Yaşadıkları bu olay karşısında ne yapacaklarını bilemeyen müzayede çalışanları hemen duruma müdahale edip eserin imhasını durduramayınca eseri salondan uzaklaştırırlar.
Salonda yaşanan bu garip olayın ardından dakikalar sonra eserin sahibi BANKSY, sosyal medya hesabından bir video yayımlar. Bu videoda, bıçaklı öğütücü bir mekanizmayı söz konusu tablonun arkasına nasıl yerleştirdiği gösterilir. Banksy bu videoyu Picasso’nun ‘Yok etme dürtüsü de, yaratıcı bir dürtüdür.’ sözüyle paylaşır. Satışın hemen ardından müzayede evi yetkilileri tarafından yapılan açıklamada yaşanan olayın bilgileri dışında gerçekleştiğini ifade etmeleri ve BANKSY tarafından yayımlanan ’Tablonun bir gün satılabileceği düşüncesiyle böyle bir mekanizmayı arkasına yerleştirdim’ beyanatı ile yapılan bu imhanın eser sahibi tarafından gerçekleştirdiği netleştirilmiştir.
Tabloyu satın alan yeni alıcı, önce yaşanan imha olayının şokunu atlatamadığını ifade etmiş ancak artık bu tablonun yeni bir eser olarak değerlendirileceğinden, fiyatının da artacağı düşüncesiyle kararından vazgeçmeyerek eseri bu haliyle satın almıştır. Yeni alıcının doğru bir karar verdiği sonraki günlerde ortaya çıkacaktır. Çünkü tablonun değeri artık 8.000.000-TL değil 12.000.000TL olmuştur.
Şimdiye kadar Kırmızı Balonlu Kız’ın satışını, satışında yaşananları ve değerini konuştuk. Dikkatleri böylesine bir olayla üzerine çekmek isteyen BANKSY’in gerçek amacı neydi? Popüler olmak mı, eserinin değerini artırmak mı? Belki de bize iletmek istediği başka bir mesaj vardı. Peki bu tablo gerçekte ne anlatıyordu bize.
Tabloya baktığınızda küçük bir kız çocuğunun elinde tuttuğu kalp şeklindeki balonunu kaçırdığını görürüz. Tablonun satış anında imha edilmesiyle tablodaki küçük kız yok olmuş geriye sadece bir balon kalmıştır. Ellerinden umutları ve hayalleri alınan çocuklar... Bu cümleden çocukları çıkartırsanız- tıpkı tabloda olduğu gibi- geriye sadece hayaller ve belki bir parça umut kalacaktır. Böylece artık bu tablo yeni bir sanat eseri haline gelerek ‘LOVE IS IN THE BIN’, ‘ÇÖPTEKİ AŞK’ olarak anılacaktır. Çocuklara ve onların haklarına yer verilmeyen bir dünya ise çöp kadar değersizdir.
Zeki sanatçı, böyle bir eser yapmakla kalmayıp satışını da sanat esrine dönüştürmüş ve tüm dünyaya anlatmak istediklerini kurguladığı gösteriyle resmen haykırmıştır. Çocuk ve çocuk hakları ile ilgili binlerce seminer, sempozyum verilmiş olabilir ancak konuşarak anlatsa bile kimsenin anlamak istemeyeceği bu durumu tek bir gösteri ile hafızalara kazımayı başarmıştır. Eserlerinden elde ettiği gelirleri göçmen ve mültecilerin ihtiyaçları için kullandığı bilinen Banksy, ayrıca bu eserin yeni sahibine de bu yolla aslında bir mektup zarfı yollamış olabilir ancak yolladığı zarfın içinden bir şey çıkmadığı halde cebinden parasını almayı da başarabilmiş.
Yaşadığımız bu adaletsiz dünyada tek bir tablo için minik servet harcayan insancıklar 3 yaşındaki bir çocuğun cesedinin kıyıya vurmasından dolayı zerre rahatsızlık duymayabiliyor. Banksy kendine göre bu düzeni bozmak istemiş, pırıltılı dünyalarında yaşayan bu insancıkların anladığı dilden konuşup onlara tablo sattığına ikna etmiş, üstelik artık ortada bir tablo olmamasına rağmen.
Kim bilir, kendisi belki de aramızda yaşayan modern Robin Hood’d...