Sevginin Saf hali

Meow, Meow, meeoooow…

Niye anlamıyor bu kadın beni, o kadar ses çıkardım. Alıyorum enerjisini, yakın bana ama niye hâlâ bön bön bakıyor? Hadi çabuk ol. Gel benimle. Vaktimiz kalmadı… Biraz daha miyavlayıp sürtünsem anlar mı? Anlamıyor işte, hâlâ “beni sev” dediğimi sanıyor. Evet, sevgi yemek bulmaktan daha çok mutlu ediyor bizleri ama niyetim bu değil ki. Biraz ileri gideyim, belki bu sefer anlar. Hıhn, en azından ilgisini çektim, bana hâlâ bakarken biraz daha ileri gideyim, geri geleyim. Ohhh, bakışları hâlâ bende! Yürümeye devam. Geliyor mu arkamdan? Niye durdu? Gelmiyor. Diğer insanlar onu çağırıyor. Bu iki enerjili kadın hariç hiçbirinin dikkatini çekemedim zaten, şimdi de onu çağırıyorlar… Ooofff, meooowww ne yapacağım!? Meeeoooowww, ağlıyorum çaresizlikten. Geldi, geldi, başımı okşuyor. Anladı galiba ağladığımı. Ne olur beni takip etsen!? Hadi gel benimle, hadi takip et, hadi, az kaldı… Gözyaşlarım işe yaradı galiba, hâlâ beni takip ediyor. Az kaldı. Koşuyorum, o da hızlandı. İşte vardık. Şükür oradalar hâlâ!

Ay, sen ne sevimli şeysin! Ama niye böyle canhıraş miyavlıyorsun? Tamam, tamam gel, seveyim seni. Dur, gitme! Nereye gidiyorsun? Hem sev diyorsun hem kaçıyorsun. Allah Allah, ne var bu kedide, üç ileri bir geri gidip gidip geliyor? Benden bir şey ister gibi. Ayyy, beni çağırıyor gruptakiler! “Yok yok, fotoğraf çekmek için durmadım, şuracıkta canhıraş miyavlayan kedicik ilgimi çekti.” Ayy, bu hayvancağız bir şey anlatmak istiyor galiba, ağlıyor şimdi de. Ne yapsam? Takip etsem gruptan geri kalacağım, etmesem aklım kalacak… Acaba ne anlatmak istiyor? Vicdanım “takip et” diye kulaklarımı tırmalıyor. Ama hızlandı yaaa, koşamam ki şimdi, doktor hızlı hareket etme demişken. Neyse, biraz hızlanabilirim en azından. Zaten partnerim beş haftalıkken aldıralım diye başımın etini yedi, doğurup doğurmama konusunda çok da emin değilim de şimdi burada, ne bileyim yine de başıma bir şey gelmese… Oofff, nefes nefese kaldım! Ay, ay, ay, kedi durdu mu ne? A a, o da ne?

Aman Ya Rabbim! Burada sıkışmış kedi yavruları var ama ben nasıl kaldırırım o koca kovuğu? Ah, çok da tatlılar! Galiba her şeyin yavrusu çok tatlı oluyor. Arkadaşları arayayım gelsinler. Demek anne kedi, yavrularını kurtarmak için ağlıyormuş. Bazı duygular bütün canlılarda ortak galiba. Sanırım gerçek, saf aşk bu; evlat sevgisi… Acaba bu olay karnımdaki ceninin yaydığı enerjiden mi önüme geldi, bana kıyma der gibi? Burada evrenden ilahi bir mesaj mı var yoksa “kıyma bu cana” diyen? Bilmiyorum…

Bugün on dört şubatmış. Annem bugün dünyaya gelmem için sekiz ay boyunca dua etti, meditasyon yaptı. Galiba tuttu. Artık hazırım ve dokuz ayı annemin o sıcacık, şefkatli, sulu karnında gayet rahat geçirsem de şimdi özellikle o oyuncu yavru kedilerle oynamak için bir an önce dünyaya gitmek istiyorum. Galiba anneme özeniyorum. Çook tatlılar, enerjilerini hissediyorum, aynı ilk karşılaştığımızda onların beni hissettiği gibi annemin karnına patiyle masaj yaparken bana göndermek istedikleri tüm mesajları aldığım gibi. Umarım annem beni de onlar gibi sever.


İlginizi Çekebilir

Bedelsiz Saklı Cennet

Sevil ÖZSOY

Empati

Serpil GÜNDAY