Dudaklar Sussa Parmak Uçları Konuşur

İnsan doğası gereği tek başına yaşayamaz. Başkalarıyla birlikte yaşamak ise paylaşmayı gerektirir. Toplumsal hayat ve arkadaşlık paylaşma üzerine kuruludur. Arkadaşlarımızla mutluluklarımızı, üzüntülerimizi, endişelerimizi hatta gözyaşlarımızı paylaşırız.

Bir de sosyal medya’’ hastalığı diye bir şey var. İnsanlar orada kendini beğendirmeye ve ilgi toplamaya çalışıyor. Eğer istediği gibi bir dönüş olmazsa mutsuz olup, moral bozuyor. Sosyal medya aktivitelerinin artması ve bizlerlerde yaratmış olduğu bağlılık hissi farkında olmadan kişisel verilerimize ulaşımı kolaylaştırarak bizlerin hak kayıplarına ve mağduriyetine sebep olmaktadır. Kişiye ait internet yolu ile kullanılan herhangi bir dijital platforma, kişinin rızası olmaksızın girilmesi TCK 243. Maddesinde yer alan Bilişim Sistemine Girme’’ suçunun meydana gelmesinde yeterli olmakla beraber, internet kimseye sövme’’ ve “iftira atma’’ özgürlüğü de vermemelidir. Voltaire günümüzde yaşasaydı ve internet sitelerinin altındaki yorumları okusaydı yine de fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm’’ der miydi?

Sözlükte saklamak, gizlemek’’ anlamında olan sır kelimesi ahlak terimi olarak genellikle bir kimsenin saklı tuttuğu başkalarınca öğrenilmesini istemediği, kendisine veya başkasına ait bilgiler için kullanılır. Her insanın, çeşitli sebeplerle gizlemek zorunda olduğu, başkası tarafından bilindiğinde veya öğrenildiğinde zarar göreceği sırları vardır. Bu sırların saklanması, kimseye anlatılmaması şarttır.  Bazen öyle bir sırdır ki içimizdeki, birilerine anlatılması gerekir. Derdini de söylemeyen derman bulamayacağına göre, kendisine güvendiğimiz dostumuza anlatırız. Ancak bunu yaparken o dostumuzun da kendi dostları olduğunu aklımıza bile getirmeyiz. Biz kendi sırrımızı bile saklayamıyor iken, başkalarının bizim sırlarımızı saklamasını nasıl bekleyebiliriz ki.

Hiçbir ölümlü sır saklayamaz. Dudakları sussa parmak uçları konuşur. İhanet her gözeneğinden sızar.’’ diyen Sigmund Freud, beynimiz doğruyu ifade etmek için programlanmıştır demek istiyor. Duyu merkezimiz limbik sistem’’ doğruyu ifade etmek eğiliminde olduğundan sözlü sözsüz istemsiz davranışlarımız mesajlar vermeye başlar. Beden dilimizin vermiş olduğu bu tepkiler sırlarımızı ortaya çıkarır.

Gizli olup ta ortaya çıkmayacak hiçbir şey yoktur.


İlginizi Çekebilir

Açılan Kapanan Kapılar

Banu ÖZÜGÜL

Sorular

Gülgün BİLGİÇ