Bir Klavuz Masalı

Bir varmış bir yokmuş, gökyüzünde yıldızlar çokmuş. Aldım, yeryüzüne savurdum. Toprakta durmadılar denize kaydılar. Denizyıldızı olarak da karaya vurdular. Topladım tek tek, gökyüzüne fırlattım. Periler de tekrar ışık verdiler her birine, zifiri karanlıkta yeryüzü ve gökyüzü tekrardan aydınlansın diye.

Derken…..

Uzak bir galakside, evrenin sonsuz derinliklerinde, kendilerine has enerjileri ile başıboş dolaşan yıldızlar, gezegenler varmış. Ve bunlar  aralarında büyük bir sır paylaşıyorlarmış; aslında onlar, insan dünyasının ötesinde, bir düşünce ve duygular evreniymiş.

Bir gece ansızın, zamanı olmayan bir zamanda, bilinmeyen bir ışık hüzmesiyle birlikte bir fısıltı duyuldu. Gezegenler ve yıldızlar arasında bir buluşma çağrısıydı bu. Davet, Zodyak çemberindeki  on iki burca da gönderildi.

Bu arada karanlık bir ormanın ortasında, zamanın ötesinden gelen, bir bilgelik ve güç kaynağı  antik bir tapınak ortaya çıktı.  Burçlar, gezegenler ve yıldızlar tapınağın içine adım attıklarında, birbirlerinin gözlerindeki ışığı fark ettiler.

Tapınak onlara bir hikaye anlatmaya başladı. Hepsinin bir araya gelmesinin bir nedeni olduğunu söyledi. Her biri, bulundukları konuma göre, insanların dünyasına bir parça esrarlı enerji bırakma misyonu taşıyacaklardı.

Böylece insanların yaşamlarına dokunmak için görev dağılımı yapıldı. Evrenin gizemli ve büyülü güçlerini kullanma kılavuzunu, insanlığa sunmak için yola çıkıldı.

İlk olarak Zodyak'ın büyülü dünyasında, burçlar ve gezegenler, birbirlerine sıkı sıkıya bağlandı ve birlikte var olmanın gücünü keşfettiler.

Güneş ışığıyla aydınlattı Zodyak'ı, kalbi oldu, yaşam kaynağı oldu. Aslan burcunun, egosuyla, cesaretiyle liderliğiyle birleşip, bu yolculuğu yönlendirmeye başlamıştı bile.

Yanı başında ayın yumuşak ışığı parlıyordu, yengeç burcunun duygusallığı ve koruyuculuğu ile doluydu. Sevgi dolu bir anne gibi tüm burçlara ışık saçıyordu.

Merkür hızı ve zekasıyla dikkat çekerek, İkizler burcunun meraklı ruhuyla birleşti.

Venüs zerafeti ve sevgi dolu enerjisiyle herkesin kalbini kazanıyordu. Boğa ve Terazi burçlarının huzur ve denge arayışları ile birleşip, Zodyak'ın sahiplenme ve güzellik dünyasını renklendiriyordu.

 

Mars tutkulu ve cesur hareketleriyle göze çarpıyor, Koç burcunun liderlik ve enerji dolu ruhuyla birleşerek Zodyak yolculuğunda engelleri aşmak için uğraşırken diğer burçlara cesareti aşılıyordu.

Jüpiter büyüklüğü ve iyimserliği ile parlayarak, Yay burcunun arzusu ve geniş düşüncesiyle birleşip her zaman yeni maceraların peşindeydi.

Satürn zaman  Tanrısı misyonunu da yüklendi. Sabır, disiplin ve bir öğretmendi. Oğlak burcunun kararlılığıyla ve azmiyle birleşerek zamanı yönetmeye başlamıştı bile.

Uranüs yenilikçi ve özgür ruhuyla, Kova burcunun devrimci ve ilerici doğasıyla birleşip her zaman sınırları zorlamaya başladı.

Neptün hayal gücü ve duygusal derinliğiyle, Balık burcunun duyarlılığı, sanatsal yetenekleri ve kararsızlığı ile birleşen Neptün, Zodyak'ın dairesinde rüyaların ve gerçeklerin arasındaki ince çizgiyi keşfediyordu.

Plüton gizemli ve dönüştürücü enerjisiyle her zaman merak uyandırıyordu. Akrep burcunun tutkulu ve derin doğasıyla birleşip dönüşümün ve yenilenmenin sembolü oldu.

Ve böylece, burçlar, gezegenler, yıldızlar her biri edindikleri misyonlarla, kendi benzersiz enerjileriyle, insanların yaşamlarına anlam katarak evrenin büyük hikayesinin bir parçası oldular.

Masal buya, (belki de gerçeğin ta kendisidir, bilinmez) o günden sonra insanoğlu, tapınağın kendilerine sunduğu, bu muazzam kılavuzu kullanmak için gökyüzü hareketlerini takibe alarak kendine bilinçli bir yaşam rotası oluşturmaya başladılar.

 

 

 

 


İlginizi Çekebilir

Fadigül'ün Nuru

Canan KUZULOĞLU