Kar Yağmalı Mart'ta

Kar yağacağına o kadar emindi ki annem. Teselli değildi bana söyledikleri. Yağacaktı, çünkü daha mart vardı. Daha mart var kömür bitmesin, daha mart var bacayı temizlemeli sobanın. Kar bile bilirdi, son çıkışın mart olduğunu. Aynı umut etmek gibiydi bu meteoroloji. Beklemek gibi bir şeyleri, olacağını hayal etmek. Mart bu illa ki kar yağar. Yağmazsa biz de diyemeyiz kurşun kalemin işaret parmağında yuva yapmış küçük çocuğa biraz daha uyuma çalış başaracaksın’’. Ya da ellerindeki yağı babası tamirciye bıraktığı günden beri çıkaramayan işçiye “hadi iki saat kaldı eve gideceksin’’. “Öyle ya dünyaya açılmalı diyerek’’ lanet olası uçaklarla uzaklara giden kızı için “yakında dönecek’’ diyemez komşularına bir anne. Yağmalı kar martta yoksa hiçbir zaman biriktirdiği para ile alamaz bisikletini mahalledeki arkadaşın. Her bir tanesi üzerinde birer müjdeyi getirir yeryüzüne. Anneler her zaman haklıdır. Mart’ta yağan kardır bizi hayallerimize bağlayan. Onu da beklemezsek ne anlamı var düşen cemrelerin umutlarımıza.

 

Mart’tan Öğrendik Umudu

Beyazla siyah buluşmadı bu sene

Bekleyelim daha mart var

Hani soğukla dirilecekti bedenlerimiz

Bırakma ruhunu daha yol var

 

Sıcaklar başlar yakında

Olur mu mart geçmeden

Bir şiir yazılmalı

Martı beklerken

Beklemeyi öğretmek

Martın işi

Ya da öğretmek vazgeçmeyi

Takvimin başöğretmeni

 

Umut ruhun yakıtı

Sobadaki kömür gibi

Hep biraz sabır atmalı içine

Söndürmesin ateşi gözlerdeki

 


İlginizi Çekebilir

Ceviz

Ezgi GÜRÇAY

Metrodaki Son Vagon

Işın GÜVEL