Gökyüzünün Köpeklerinin Selamı Var
Beyaz iki t-shirtü üst üste giydim. Yoksa giyinmeden önce banyo mu yapsaydım, daha 15 gün önce yaptım. Aç da gibiyim sanki ama daha dün yedim. Her gün her gün de yemek yenmez ki. Şimdi siz beni zayıf, pasaklı biri olarak hayal ettiniz değil mi? Ama yanılıyorsunuz, burnumla karnım aynı hizadadır benim (Ölçtün mü üşenmeden?). Karnım mı büyük burnum mu daha büyük derseniz. Demezsiniz demezsiniz, siz hep benden beklersiniz. Sonra da arkamdan konuşursunuz (Keşke konuşsanız.). Burnumu çok büyük bulurlar sanmayın, kibirden her şeye burnumu sokmak gibi bir özelliğim vardır benim. Daha fazla kendimden söz etmeyeceğim, misal sakallarımdan o gür saçlarımdan. Çok uzattım biliyorum, ben köpeğimi gezdirmeye gidiyorum, nerede benim değneğim, buldum. Yarın sınavım var, Deniz’den de notlarını alırım. Dönüşte burada olursanız görüşürüz.
Günlerden bir gün (Tarih burada çok önemsiz. Merak buyurmayın.) Hazreti Jen tekerlekli sarayındadır. Pitonton "Sevgili Atinalılar yurttaşlar! İnsan tüyleri olmayan iki ayaklı bir hayvandır." Jen kapar bir horoz tüylerini yolar. İşte Pitonton’un ins diye bağırarak uyanır. Bu adamdan da bana bir huzur yok. Kalabalık bir grubun ayak seslerini işitir. Tekerlikli sarayını bir yurttaş tekmelemeye başlar. "Kalk lan köpek!" Bükender geliyor. Jen istifini bozmaz. Bükender "Senin için köpek, kalpazan diyorlar." Jen esner "Senin için de insan diyorlar." "Sevdim seni asi çocuk yarın gel işe başla." deyip çekip gider. Jen değneğiyle solu göstererek "Buraya geçin gölge ediyorsunuz." der ve sarayıyla yollarda bir aşağı bir yukarı gezinir (Yokuş aşağı keyiflidir ama çıkarken zorlanır eee Jen Hazretleri bizim oralarda her inişin bir çıkışı vardır derler.).
"Hişt Diyo, yeme onu her gördüğünü ağzına atıyorsun." Diyo çoktan midesine indirdi bile. Kuyruğunu sallaya sallaya koşmaya başladı. Gördüğünüz gibi hep burnunun dikine gider. Aa çok pardon, siz beni okuyordunuz değil mi? Birden sahnedeyim sandım, çok olur böyle bana. Bu evlat yoruyor beni. Şu banka oturayım iyi mi sizce burası? Abiler oturuyor, yanlarına ilişiriz. Kim bilir ne konuşuyorlar, öğrenince size de söylerim." Abi bize destur var mı?" "Ben bir köpekle asla yan yana oturmam." dedi banaa. Eee dedim, ben otururum. Burasını salladım, hep bu lafı söylemek istiyordum, içimden de olsa söyleyeyim dedim. Bakalım Deniz’in notlarına ne yazmış. "Günlerden bir gün (Tarih burada çok önemsiz. Merak buyurmayın .) Hazreti Jen tekerlekli sarayındadır. Bu nasıl not tutma böyle görüyorsunuz değil mi? Sanki Pentagon okuyacak. Az daha bir fantezimi yaşayayım derken unutuyordum. Size abilerin ne konuştuğunu söyleyecektim. "Devlet sırrı kimseye söyleme Hoplokyon." dediler.