İstanbul’a Serzeniş
Taşına toprağına altın dediler
Nasıl da bizi kandırdın İstanbul
Tıklım tıklım vagonlara doldurdun da
Ayaklar altında ezdirdin İstanbul
Ev şehrin çeperlerinde gecekondu
Kirası eski hesap tam bir milyondu
Dönüştü o da müteahhitlerin oldu
Beni mesken mesken dolandırdın İstanbul
Saati kurdum beşe, altıda tren gider
Hanım yatarken, ayağı ile bay bay eder
Kahvaltıyı sormayın bir simit yeter
Beni aç aç, susuz gezdirdin İstanbul
Et yerine kuru soğan taktık şişe
Ateşsiz ocakta bulgur nasıl pişe
Dur diyen çıkar mı? Bilmem bu gidişe
Ulu karizmayı çizdirdin İstanbul
Süründük ölmedik evimiz dualı
Üstümüz başımız perişan, yamalı
Çocuklarımız dışarıda çok havalı
Halimi herkese sezdirdin İstanbul
Çaresiz Telli Baba’da ip bağladık
Başımıza kurşun döktürüp dağladık
Eyüp Sultan’da sessiz sessiz ağladık
Adımızı cahil diye yazdırdın İstanbul
Rüyalarda İstanbul’un gerçek yüzü
Boğazda sırça yalılar dizi dizi
Her gün gelir şampanya altı bir kuzu
Yedirdin içirdin sızdırdın İstanbul
Beyoğlu’nda hayat var, müthiş eğlence
Meyhaneler dolup taşar her gece
Duvarları patlatır ışıklar sessizce
Klarneti sazı azdırdın İstanbul
Kadıköy’den dalga dalga şafak söker
Kucaklar Marmara’yı gerdandan öper
Bu aydınlık bütün memlekete yeter
Nihayet düğümü çözdürdün İstanbul
İntizar etmişim sana, sana her gün
Celladıma sevdalıyım, vurgunum vurgun
Seni elden kıskanmaya el mahkum
Cezamı müebbet yazdırdım İstanbul