Kadınlar İçin Zaman Farklı Akar
Biz kadınlar için zaman farklı akar. Ya bir yerde kardeşimizi büyütüyoruzdur ya da iş dünyasının rekabeti arasında yerimizi bulmaya çalışıyoruzdur. Zaman bu yüzden bizim için 24 saat değildir. Tek bir rolde kimliğimizi yaşamıyoruz çünkü. Sabahın köründe hiç yorgun değilmiş gibi kalkıp makyajımızı yapıp topuklu ayakkabıları da giydiysek, kılıç ve kalkanlarımızı içten kuşanıp güne merhaba demişizdir.
Yeni dünyanın akışına uyum sağlamak, sanıldığı kadar kolay değildir. Bu yüzden zaman bizim için farklı akar. Gün 24 saat değildir. 48 saate yakın şarjdan çıkarılmadığımız için pilimiz bitmemek üzere kurgulanmıştır. Anne olmaya çalışırken eş, eş rolünden çıkıp iş insanı, sınavlara koştururken dahi abla kimliğimizi unutmadığımız bir gerçektir. Sadece bir şeye odaklanmadan, bunların hepsini yapmaya çalışır kadınlarımız. Evde bıraktığımız narin peri, dışarı çıkınca kurtlara yem olmamak için dişiliğinin verdiği inceliği kaybetmeden, hamlelerini doğru yapmak zorundadır.
Her şeye göğüs gerip fedakâr olmaya çabalayan tarafımız ise regl olduğumuz günler, bazen bizi çekilmez hale getirebiliyor. Buradaki kadın, yine aynı kadın değil midir? Dimdik duran kadın gider ve özel günlerinde gri eşofmanlarını çekip en ufak şeye sinirlenen, ağlayan ve çikolataya dayanamayan hale gelmiştir. Bütün kimlikleriyle dünyayı üstlenir fakat ona özel günde artık kelebekleri gökyüzüne bırakma vakti gelmiştir ki rahatlayabilsin. Enerjisini boşaltıp bir hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi tekrar anne, eş, iş insanı, teyze, yeğen, kardeş olmanın doğal ritmini sürdürecektir. Bu yüzden biz kadınlar için zaman farklı akar ve gün 24 saat değildir.