Lotus
Güneş tutulması ile birlikle; kabuğu kırılan mavi cevizin içinde taşıdığı boyut ötesi ışık kapısı Lotus, açılır.
Lotus, dokunacak kadar yakın, dokunulmayacak kadar uzak, şeffaf ruhsal bedeninden ayrılmış, sınırsız güç, zenginlik boyutu ergin, kırklar kapısının ardındaki evliyaların, peygamberlerin, temiz ruhların; algı yoluyla vardıkları dergahtır. Tamamen soyut ötesi, sanrı kuşu da diyebilirim.
Renksiz rüyanın içinde uyuyan, uyanık dişi. Zaman ve mekanı hep baki. Tam bilincin vuku bulmuş hali, Lotus’un dünyadan öte, dünyaya yakın var olma hikayesinin, ruh ile beden dünyalarının arasında bir geçiş tünelliği yapması, varlık dünyasının yedi kıtayı birbirine bağlayan, inançların sona ermemesini sağlayan, Allah aracılığıyla iki kapıyı tek kilitle açan mecaz bir anahtar, tüm insanlığı ilgilendiren bilgilerin gizemini açık bir şekilde, kudretli yol göstericilere sunduğu, rüya ile başlayan, felsefe ve metafizik boyutlara ulaşan, bilgelerin duyusal enerji kütlesi olduğunu söyleyebilirim. Kırklar kapısı gibi.
Hani, Süleyman Peygamber, Belkıs’ın koltuğuna göz açıp kapayıncaya kadar sahip olmuştu. Yedi Uyurlar gibi yüz yıllar geçmesine rağmen hala uyuyorlar. Lotus’un içi milattan öncesine dayanır. Ruhsal boyutu başlangıçtan bu güne kadar dolmaktadır. Evrenin Anka kuşu gibi beş duyunun, kaşsız gözsüz burunsuz dokusuz dilsiz takvası gibi görünen resmin ardında görünmeyen varlıkların tabloyu doldurup, boşlukları tamamlamaları gibi.
Bütünselliği parçalar halinde tamamlayan bilinçlerin, rüya bilincinde, bir bütünün parçalanamaz olduğunu bilmenin yolu, kalp gözünün açık olmasından geçer.
Lotus’un içine giren çıkmak istemez, çünkü o dünyada hiçbir şey sabit durmaz. Her şey otomatik olarak yerli yerindedir. Bulutların duruşu gibi suyun hareketi gibi, akışkan bir ışık enerjisiyle var olur. Suyun yüzeyine olduğu gibi yansır fakat boyut ötesine geçemeyenler, boyut ötesini göremeyenlerdir. Işık hızı gibi, 5G gibi, bir saniyelik rüyada bir ömür geçirmek gibi.
Lotus’un sadece bir çiçek olduğunu biliriz. Bakan göz Lotus’un suyun yüzeyindeki çiçek halini görür. Gören göz ise suyun içinde, dalları mavi cevizle dolu ağacın, gökyüzüne uzayan köklerini görür.