Nüfus Kağıdı
Ilık bir yaz akşamıydı. Birceler geçen sene bu yazlığa taşınmış, başlarda yazlığı sevmemiş ama Ozan ve arkadaşlarıyla tanışınca her günü daha güzel geçmeye başlamıştı.
O akşam ortalık sakinleşince Ozan, Birce’ye “Bizim bahçede biraz oturalım mı?” diye sordu. Ozan’la Birce’nin arasında tatlı bir çekim vardı, bir araya gelince çok eğleniyor ve uzun uzun sohbet ediyorlardı. Teklif Birce’nin hoşuna gitti “Tamam, olur.” dedi
Eve vardıklarında, Birce salıncağa doğru yürüken, Ozan içecek bir şeyler getirmek için içeri gitti, döndüğünde, Birce, Ozan’da başka bir hâl olduğunu hissetti, sanki bir şey söyleyecek gibiydi. “acaba benden hoşlandığını mı söyleyecek” diye düşündü Birce. Tam o sırada “Sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme.” dedi Ozan. Birce’nin kulakları kızardı, içinden “Eyvah, ben ne diyeceğim.” düşüncesi geçti. O sırada Ozan, “Şuna bir baksana.” deyip nüfus cüzdanını uzattı. Mavi nüfus cüzdanında Ozan TOPRAK yazıyordu, daha fazla detaya bakmadı ama Ozan’nın anne ve babasının adı Ahmet ve Filiz değil miydi? Yanlış mı hatırlıyordu, kafası karıştı. “Burada başka adlar yazıyor, bu kimin nüfüs kağıdı?” diye sordu. “Benim ama anne baba adım farklı!” Birce hem beklediğinden farklı bir şey duyduğu hem de hiç aklına yatmayan bir şey anlatıldığından serseme dönmüştü. Kafasını toplayamadı. “Yani?” diye sordu. “Ben de bilmiyorum.” dedi Ozan.
O gece konu kapandı, bir daha aralarında konuşmadılar. Ozan on sekizine girdiğinde çoşkulu bir parti yaptılar. Partiden bir kaç hafta sonra Ozan, Birce’yi aradı. “Bir kahve içelim mi?” diye dedi. Birce hemen kabul etti, zaten Ozan’la geçireceği her an onun için önemliydi. Buluştuklarında Ozan’da yine bir tedirgin hâl vardı. “Sana yazlıkta gösterdiğim nüfüs kağıdımı hatırlıyor musun?” diye sordu. Birce hemen hatırladı “Eee, yanlış mı basılmış?” “Hayır!” dedi Ozan, “Beni evlat edinmişler, gerçek babam amcammış, düşünebiliyor musun?” Birce bir müddet ne diyeceğini bilemedi. Daha önce böyle hikâyeler duymuştu ama bu kadar yakınında olmamıştı. “Peki ne hissediyorsun?” diye sordu, Ozan düşündü ve “Bana bu saate kadar söylemedikleri için çok kızgınım.” dedi. “Peki ya bilseydin? Görecek misin gerçek aileni?” sorular ağzından apansız döküldü Birce’nin. Ozan hiç birine cevap veremedi. O da şoktaydı.
Yıllar geçti, Ozan bir kere gerçek ailesini ziyaret etmiş ama konu orada kalmış, bir daha açılmamıştı. İşin ilginç yanı evlendiği eşinin kardeşini de çocuğu olmayan teyzesine vermişlerdi ve kardeşini teyzesi büyütmüştü. Tesadüfün böylesi olabilir miydi?