Rüya
Bugün ruhumun yükünü evde bıraktım.
Yol bana uygun bir ruh önerirdi nasılsa.
Önümde bir kaç genç yürüyordu tam sokağa çıktığımda.
Küfürler, kahkahalar, açık saçık sözler gırla,
Belli ki okulu kırmıştı haytalar.
Gençliğim geldi aklıma, takıldım ben de arkalarına.
Bir izbelikte yaktık sigaraları,
Sövdük dünyanın adaletsizliğine.
Oradan geçen işçi kızlara takıldım sonra,
Hayalleri pembe olsa da hayatları kapkara.
Biraz umut alsaydım keşke dedim, çıkarken evden yanıma.
Karşıdan karşıya geçtik yaşlı bir amcayla kol kola,
Evde ayak bağı oluyormuşum evlatlarıma,
"Çıkıp dolaşmalı, uğramamalıymışım eve akşama kadar
Yazın değil de kışın zor be oğlum şu ihtiyarlık" dedi kulağıma.
Sırtını sıvazladım amcanın, ne denirdi ki bu durumda?
Şimdi sıra şuradaki kocaman martının kanatlarında
Özgürlüğü tatmak masmavi gökyüzünde,
Onun da derdi çokmuş anlattı bana.
Görüyorsun halimi dedi, çöp karıştırıyorum sokak aralarında.
Beni bıraktı bir vapurun güvertesine,
Aşık genç bir çiftin yanı başına.
Düşündüm de ne uzun zaman olmuş heyhat! aşkı unutalı.
Derin derin nefesler aldım denizin taze havasında,
Bir köpük oldum sonra denizde, karıştım dalgalara.
Balık sürüleri takıldı arkama.
Tam tanışmak üzereyken deniz kızı Eftelya'yla,
"Uyanın hadi, ilaç saati" diyen hemşire, her gün böyle keyfimi kaçırmasa,
Daha ne maceralar yaşardım da,
Neyse artık, arkası yarına...