Serzeniş
Zaman su misali
Hızla akıp giden günlerin ardından baktığımda hiçbir şey yapmayışlarım geliyor aklıma,
Yetişmeyen ödevler, işler, dersler, çalışmalar…
Hiç bitmeyen bir koşuşturma içindeyim aynı zamanda!
Nereye yetişeceğini bilmeyen bir küheylan gibi koşturup duruyorum bir sağa bir sola…
Ben koşuyorum, işler bitmiyor
İşler bitmiyor ben koşuyorum.
Bitmek bilmeyen bir döngü içinde sürüklenip duruyorum…
Kendimi dinlemeye bile vakit bulamazken neden gelmiyor bu işlerin sonu?
Sürekli erteleyişlerim, önceliklerimi ayarlayamayışlarım, odamın dağınıklığı, zihnimin bulanıklığı, Hep geç kalışlarım; işe, buluşmalara, otobüse, feribota…
Hepsinin altında yatan gerçekle yüzleşmekten kaçıyorum belki de.
Onunla yüzleştiğimizde her şeyin yoluna girmesinden mi korkuyorum acaba?
Alışkın olduğum telaşenin, koşturmacanın sona ermesini istemiyor muyum?
Ama nereye kadar? Ne zamana kadar sürecek bu kargaşa?
Yarıladığın yolun kalan kısmını huzur içinde sakince geçirmek kötü bir fikir mi?
Sanki denemeye değer!
Sence?