SÜRPRİZ
Hülya gelinliğini son kez denemek üzere gitti terziye. Sanki birkaç gün sonra yıllardır beklediği o anı yaşayacak olan o değilmiş gibi neredeyse ayrılma noktasına gelmişti Ümit’ten. Yok gelinlik biraz kapalı olsunmuş, yok davetli sayısı sınırlı tutulsunmuş, yok balayı aceleye gelmese daha iyi olurmuş, ileride eşyaların taksidi bitince belki yurt dışına çıkarmışız. Hı hı tabi tabi çocuk da olsun beraber yaparız balayını, mahrum kalmasın yavrucak. Ulan ben bilmiyor muyum bütün eşyaları anana aldırdığını bir de utanmadan yalan söylüyor. Allahım ben nasıl tanıyamamışım bu adamı. Aylin “ kızım senin gözün kör olmuş ” dediğinde beni kıskanıyor diye düşünmüştüm.
İş yerinde yeni terfi olmuştum, iş çıkışı küçük bir kutlama yapılırken tanıştım Ümit’le bir yıldır burada çalışmama rağmen hiç dikkatimi çekmemiş, zaten departmanlarımız farklı ,olsa olsa yemekhanede karşılaşırdık ama iki yüz kişi arasında denk gelmemişiz .
Meğer o beni takip eder, arkadaşlarımla arkadaş olup kaleyi içten fethetmeyi planlarmış. Hepi topu beş ay sürdü, tanışma, flört, isteme, nişan. Ağzımdan bir girdi burnumdan çıktı . İş çıkışı yemeğe götürmeler, her özel günümde odama çiçekler, masamda bulduğum küçük notlar, sürprizler, tek taş. Tabii ki evet dedim. Aylin çatır çatır çatlasın, kör olmuşum hıh! Bu kadar büyük bir tek taş görse o da kör olurdu.
Neyse günün en güzel şeyi gelinliğim üzerime harika oturdu. Bir haftada üç kilo vermişim, o da iyi. Birazdan Aylin’le buluşup, yeni evime gideceğim. Ev için aldığım aksesuarları yerleştireceğiz. Söylediği şeyler canımı sıksa da niyetinin kötü olmadığını biliyorum. Hem de çok eğleniyoruz beraberken. Ümit konusunda da aslında çoğu noktada haklı ama ne yapayım gelmişim otuz yaşıma.
Elim kolum torba, sağ olsun Aylin de bir sürü hediye almış ev için. Asansörün kapısından zorla çıktık. Ümit de bugün şehir dışında toplantıda. Biz de rahat rahat takılırız. Kapıyı açar açmaz bir çift ayakkabıdan gözlerimi alamadım. Siyah üzerinde kırmızı fiyonk olan bir çift ayakkabı.