Adam ve Mutluluk
Adam oturuyor kağıtlarının başına,
Sadece hüznü yazdığı için kendisine sitem ediyor.
Bu sefer mutluluğu yazmak istiyorum diyor,
Doğru kelimeleri arıyor, bulamıyor.
Dakikalar saatlere dönüşüyor.
Adam sıkılıyor,
Kalkıp masadan bir sigara yakıyor.
Pencerenin önünde dumanları seyrediyor.
Evinin o betonlarla çevrilmiş manzarası,
Hiç ağaç olmadığını ilk defa o an fark ediyor.
Adam usulca merdivenlerden iniyor,
Mutluluk nedir diye soruyor.
Cevabı ise koca bir sessizlik,
Yıllardır bu evde sahip olduğu tek şey
İç çekiyor.
Adam tekrar masaya dönüyor,
Kendine kızıyor.
Kalemini öylesine sıkıyor ki kırılıyor.
Kütüphanesine bakıyor uzaktan,
Yaklaşıp kitapları karıştırıyor ama bulamıyor.
Adam bu kez aynanın karşısına geçiyor,
Kırışmış o çirkin yüze bağırıyor.
Azarlıyor, küfrediyor, ağlıyor.
Bir yumruk atıyor aynayı paramparça ediyor,
Camlar elini kesiyor elinden çok kalbi acıyor.
Adam düşünüyor,
Çok geç kaldığını, mutluluğu hiç tatmadığını.
Sadece ağlıyor,
Hiçbir şeyi değiştirmezken günlerse katlanıp ilerliyor,
Yine kaçırıyor mutluluk şansını.
Adam yavaş yavaş ölüyor,
Mutlulukla ilgili tek bir satır bırakamadan geride,
Yüzünde eksik kalmışlığın iziyle,
Yapayalnız,
Kurumuş keder dolu bir kalple.