Ah Sofie’m Neredesin?
Nergis derler bana, bazıları Fulya diye de bilir beni. Sarı ve beyaz taç yapraklarımdan oluşan giysilerimle sıra dışı bir güzelliğimdir. Bir prens gibi görünen aşk çiçeğiyim ben. En az görüntüm kadar güzel bir koku salarım etrafıma. Beni gören ya da kokumu ciğerlerine çekenin bana aşık olmaması mümkün değildir. İsmimi narsisizme, narkoza, çiçeğe vermiş olan Narsis ve ona aşık olan Echo’ nun hikayesinden aldığım, sudaki kendi görüntüme aşık olup tanrıların gazabı ile çiçeğe dönüştüğüm söylenir. Kendimi pek beğendiğim doğru ama sanıldığı gibi narsist falan değilim. Bakmaya doyulmayacak kadar güzelsem, hem de bu kadar güzel kokuyorsam, herkes bana aşıksa ne yapayım.
Çok gösterişli olduğumdan gittiğim her mekanda özel bir yerde tutarlar beni. Şu an Sofie’nin evindeyim. Genç ve güzel bir kadın değil ama benim güzelliğimin farkında herkes gibi. Her gün coşku ile gelip kokumu içine çeker, beni ne kadar çok sevdiğini söyler. O söyledikçe ben açarım, eşsiz güzelliğime güzellik katarım. Beni bu kadar çok seven hep oldu ama onu ayrı bir severim. Sofie’yi en son dün gördüm. Az önce kızı geldi eve, gözleri ağlamaklı omuzları düşük. Bu suratsız güzelliğimden etkilenmemiş gibi. Ah Sofie’m neredesin?
Sofie ile aşkımız, çiçeklerimi en güzel açtığım mart ayında başladı. Beni çiçekçide görür görmez aşık oldu. Eve gelir gelmez bana yakışır bembeyaz seramik bir vazoya yerleştirdi. Direkt ışığı sevmediğimi en iyi bilenlerdendir. Kendimi yapraklarla yenilediğim her dönem itina ile beni o ölmüş yapraklardan kurtarmayı hiç ihmal etmez. Arınan yeni bedenim ve onun güzel sözleri ile yeniden doğarım her seferinde.
Ah Sofie’m neredesin? Bir gün daha geçti sensiz. Yine yoksun. Susadım hem sevgine, hem de bana vereceğin bir yudum suya. Karşımda duran menekşeler, sümbüller de boynunu büktü artık. Hava da çok sıcak, biri beni biraz gölgeye almayacak mı? Ah Sofie’m neredesin? Az önce kapı açıldı yine geldi birileri. Sofie’m öldü diyorlar, ben de her yaprak atışımda ölüp de dirilmiyor muyum? Sofie’m niye yapamıyor bunu? Ah Sofie’m neredesin? Bana su verseler, baksalar ne olur, kim beni onun kadar sevebilir. Onsuz geçen birkaç günde bile şimdiden susuz ve açım. Ah Sofie’m neredesin?