Anadolu Uyanıyor
Ana kucaklıyor çocuğunu; “Ağlama güzel günler yakın.” diyor, bir çiçek tohumu toprağın altında gömülü yavaş yavaş yeşermeyi bekliyor. Anadolu’da güneş doğuyor. Tarihin gizli kalmış taşları gün yüzüne çıkıyor, yaşanmışlığı tekrar bize hatırlatmak için yeni bir çağ başlıyor. Geçmişten bu yana uzanan bütün bilinçler yeniden şekilleniyor. Anadolu’nun bereketi bir narın taneleri misali her yere yayılıyor.
Anadolu’nun cesur yürekleri adsız kahramanları her zaman hizmette, bize el uzatıyor “Haydi” diyor, “Yeniden kalk ayağa senin içindeki güç her şeye yeter!” Kalpler bir başka atıyor, ataları saygı ve hürmetle selamlıyor. Geleceğin ateşini içinde hisseden insanlık Prometheus’un gökyüzünden gülümseyişini görüyor. Atatürk’ün çocukları Anadolu topraklarının her yerinde emanetine sahip çıkıyor. Mevlana’nın “Ne olursan ol, dön gel!” sözü köylerdeki teyzelerin dilinde, sıcacık sobasının tüten dumanında ayrı gayrı düşünmeyen her Türk evladının bir yudum paylaşılan ekmeğinde, halılara işlenen sembollerde, emeklerde, hayallerde saklı her biri, Anadolu’nun bizi saran topraklarında varlığını göstermeye devam ediyor. Güneşin çocukları bütün herkesin içini ısıtıyor. Anadolu uyanıyor.
Geleneklerimizle gelen kadim bilgelikler; düğünlerde, yaslarda öksüz kalmış her bir yüze ışık oluyor. Tarih sayfalarına sığmıyor, destanlara dönüşüyor. Dilden dile gönülden gönüle akıyor, bebeklerin rüyalarına ninnilere konuk oluyor. Bir kuşun ötüşüne, bir kedinin bakışına bir doğanın yeşilliğine dağılıyor. Koşulsuz sevginin sonsuz âşkına kavuşuyor. Birliğimizi, birbirimize desteğimizi, ayrı gayrı olmadığımızı bize hatırlatıyor. Anadolu uyanıyor.