kalbimdeki tüm inciler
istiridye kabuğundan taşıp
gelmişken
onca acının birleşimi
içimin katmanlarını
dışarı çıkaran sen
beni bana tanıttın
dışımı içime
içimi dışıma
taşırdın
fışkırdı
renklerim
tatmadığım tatları
tattım
doyasıya yaşadım
yaşamak böyle bir şeymiş
anladım
gökyüzü bağrımdan tüten
bir mavilik
orman gözlerimde çağlayan
bir yeşillik
dilimde bir türkü
bizim oralardan
dertli kızgın
hüzün kokulu
demli, pek demli
bir çay gibi
camlar temizlendikçe
temizlenir geçmiş
ve uzaktaki gelecek
tövbelerle parıldar
geçmişin pasını çözer
tüm düğümler düğüne
kalbolur
kaybolur eski kimlikler
birer
yepyeniliğe tüm
hevesle
coşkunun sâfî neşesiyle
kalbimdeki bülbüller
öterken
ben güzele sevdalandım der
hakikisini buldum
gölgesiyle eğlenirken
eğlemiş ki ne eğlemiş
gölgeler ve mecaziler
ömrümü çok kez
törpülemiş
bin yıllık uzaklıktan gelmişçesine
hasretle bakan ürkek
bakışlı gözler
beni bana bağışladı
demem o ki
beni bana hediye ettiğin için
Üsküdar dolusu
Kadıköy dolusu
teşekkürler
bütün olanlara
ve olmayanlara
Şahit
ki ne şahit
melekler ve şehirler
bilirim ki
baharlandım
çiçeklendim
mis gibi arınıp
tazelendim
sonunda
sıfırlandı
saatlerim
ve geçmişim
artık bembeyaz
bir defterim