Empati
“İnsanları ancak kendinizde hissediyorsanız anlayabilirsiniz” demiş Gazap Üzümleri’nin yazarı Nobel ödüllü Amerikalı yazar John Steinbeck. Çok da doğru bence…
Empati en basit olarak, kendini karşındakinin yerine koyarak, onun duygularını, isteklerini, düşüncelerini hissetmeye çalışmaktır. Bu hal ön yargıyı da yok eder ve “ben haklıyım, niye böyle yapıyor ki” halini de engeller.
Hep dilimizde dolaşır. “Beni anlamıyor” Acaba biz karşımızdakini anlayabiliyor muyuz? Kendini onun yerine koymaya çalış bakalım, hislerin değişecek mi? Ayrıca senin haklı olman onun haksız olduğu anlamına gelmez. Herkesin ayrı bir hikayesi vardır, kendince haklı olduğunu düşündürecek.
İki arkadaş geziye gidecekler. Seyahatten iki gün önce birinin kardeşi kalp krizi geçirdi, ben gelemem dedi. Arkadaşı çok kızdı. Grupta kimseyi tanımıyorum, ben yalnız gidemem, son gün böyle bir şey yapılmaz ki diye söylendi hatta.
-Bu senin kardeşin olsa, sen gider miydin? diye sordum ona. Şöyle bir durdu, düşündü.
-Tamam, ne demek istediğini anladım…
Empati yapabilmek insanlar arasındaki kavgaları azaltır. Böylece karşındakinin tepkisini ölçme şansın olacağı için sen de nasıl davranman gerektiğini bilebilirsin. Özellikle sosyal ilişkilerde, kişiye fevkalade avantaj sağlayacaktır.
Aslında empati yapmayı öğrenebiliriz. Bu eğitim ailede başlar. Ebeveynlerinin, çocuğuna rol model olması bu noktada çok önemlidir. Çocuğa tehdit ve ceza uygulamak yerine onu konuşmaya cesaretlendirmek gerekir.
Kendimizi çocuğumuzun yerine koyup, onun gözüyle görüp duygularını anlamaya çalışırsak davranışlarına anlam vermemiz mümkün olur. Bu da bize sağlıklı davranışları anlatma fırsatı doğurur.
Özetle, herkesin anlayışı farklıdır ve kendine göre en doğrudur. Herkesin önemlisi, kendine göre en önemlidir. Bunu unutmamalı ve sadece kendi doğrularımızı empoze etmek yerine, o olsam ne yapardım demeliyiz. Bunu da pozitif yansıtma ile hissettirebilirsek, inanın bana çözecek problem bile olmaz. Denemekten zarar gelmez…