Hayat

Her bitiş, yeni bir başlangıç değil midir?

Sonbaharda dökülen sarı yapraklar, kışın tamamen çıplaklığında bırakırken kendini ağaçlarda, baharla başlayan yeşerme, yazın gelmesinin müjdecisi değil midir? Yenilenen doğa, yine yeniden defalarca kendini tekrar eder. Hep bir umut vardır bu döngüde.

Ya biz insanlar, bu döngünün neresindeyiz?

Doğum ile başlayan serüvenimizi nasıl yaşarız?

Farkeder ya da fark edemez insan belki. Neredeyim, nereden geldim, nereye gidiyorum, neydi hedefim sorularını sormadan, sadece ona ayrılan ve bitiş süresini de bilmediği zamanı umutsuzca harcar. Halbuki hayat dediğimiz yol inişleri çıkışları ile, hataları sevapları ile seçimlerden oluşur, bizim seçimlerimiz. Sonu ne olursa olsun, hayat bize ne getirirse getirsin ya da ne götürürse götürsün, bizi hayatta tutan umutlarımızdır, yaşama isteğimizdir. İşte bu umudu kıran geçmişte yaşanılan acı tecrübeler ve onlardan bize kalan gelecek kaygısıdır.

Üstün Dökmen’ in dediği gibi, “Geçmişin keşkeleri ve geleceğin endişeleri şu anımızıçalan iki hırsızdır.” Bu keşkeler bazen geçmişten bir türlü çıkamayan, bir şekilde sıkışmış ruhların, bazen de geleceği öngörememenin, bir türlü plan yapamamanın mazeretidir. İçinde bulunulan ansa hiç yaşanmamış gibi geçip gider, geçmişin keşkeleri arasında küllenir. Yaşamımız içerisinde her an bizimdir, bünyede anlam bulsa da bulmasa da yaşanır. Bazen farkına varılır, bazen de geçip gittikten sonra anlamlandırılır. Oysa en önemli kayıp, zamandır. Hiçbirimiz kendimize ait kum saatinin ne zaman biteceğini bilemeyiz. İşte o noktada o kum hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayanlar, yaşamayı hayal edenler, umut ile hayata bakabilenler; gerçek anlamda varlıklarını sürdürürler. Bunu başaramayanlar ise kaybedenlerdir. O noktada farkındalık ön plana çıkar. Osho’ nun dediği gibi, “Farkında bir kişi, her anı müthiş bir zerafet ve güzellikle yaşar.” Farkına varabilmek için de doğru yöne bakma yetimizin gelişmiş olması şarttır. İşte bu algıyı geliştirebilmiş olanlar, umut doludur; hem kendileri için hem de sevdikleri için.

Yaşam yolunda ilerlerken,

Etraf yaşamı, yaşamayı değer kılan güzellikler ile dolu.

İyi ki varım iyi ki sevdiklerim var dercesine, iyi gelenlerin varlığı ile dolu.

Sevgiyi hissederken bedenim, yaşamın her anının güzelliğini farkederken zihnim,

Kimi zaman sevdiklerimden aldığım darbelerle düşsem de dizlerimin üstüne,

Kimi zaman olmak istemediğim yerlerde olsam da istemsizce,

Kimi zaman hayatın anlamını oluşturan kayıpları engelleyemesem de çaresizce,

Her alınan nefes ile, aldığım o nefesin tüm vücudumda yaydığı enerji ile iyi ki varım demek.

Yaşadığıma şükrederek, her an ölebilecek ama hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak, UMUTLA.


İlginizi Çekebilir

Ben’i Bırakmak

Nurseli TÜFEKÇİ

Anılara Yolculuk

Nilüfer GÖĞEBAKAN

Umut

Dilek ERDEMİR