Boşluk Bekçisi
Yorgun bir diyarın kırık dökük yerlisiyim. Bir isim vermişler bana doğduğumda hiç barışık olmadığım. Adres hanem hep boş. Zira ben boşlukların müdavim bekçisiyim. Doldurulacak bir boşluğa mı ihtiyacınız var? Hiç çekinmeyin. Seve seve yardımcı olurum. Kafanıza hiiiç takılmasın. Sonrasında unutulmaya alışığım ben.
Dönüm noktaları… Ne kadar çok bulunuyor hayatta. Bazen u dönüşü, bazen istikamet değişimi. Söylemime gizlediğim her şey bu dönüm noktalarında. Aslında bir bakıma “söylemeliyim” dediğim her şey. Mecaza çok sığınırım. Ama bugün alenen söyleyesim var.
Elimdeki kart destesini karıyorum şu an. Hemen üstüne bir de kart çekelim. Ve… Çıkan kart “Joker.” Evet ben bir Joker’im. Doğru yerde doğru zamanda olmasını da çok iyi bilirim. Zaman bana bu doğrularımın doğrularla karşılanmayacağını da öğretti. Çünkü bize öğretilen denklemde bir hata var. 3 yanlış 1 doğruyu götürmez. 1 doğru genellikle insanlardan alacağınız 3 yanlış davranışa eşittir. 4. yanlış ise her “boşluk bekçisi” için bardağı taşıran son damladır.
Bugünlerde tam bu dönüm noktasındayım işte. Artık kalbimi kıran 3. yanlışla birlikte boşluk bekçiliğinden istifa ediyorum. İçimdeki küçük sevimli kız çocuğunu bugüne kadar ayakta tutabildiğim için kendimi kutluyor, ölmesine sebep olanları da şiddetle kınıyorum.
Bugün ben paralel evrende değirmenlere karşı savaşmaktan vazgeçmeyi seçen Don Kişot’um. Bugün ben yine bir paralel evrende tüm psikolojik manipülasyonlara rağmen ölmekten vazgeçmemiş Paulo Coelho’nun Veronica’sıyım. Bugün ben olduğum kişiyi yeniden inşa ettim. Değişmedim… Sadece geliştim!