Yaşamayan Zihinler

İnsanın sessiz çığlıkları umarım akıllı biri tarafından duyuluyordur. Şahsen ben duymuyorum, yeterince akıllı değilim. Karşımda biri avaz avaz sussa bir gariplik olduğunu da farketmem. Günü kötü geçti herhalde derim en fazla. Duyabilmem için salya sümük ağladığını görmem lazım. Sıradan olmak yeterli yani. Ruh ve kalbi geliştirmeme inadında olmak yeterli.

Hem ne yapacağım ruh ve kalbimi geliştirirsem? Sanırım daha fazla acı bile çekeceğim.  Daha neler? Bu kadar yüksek ideallerim yok benim. Her zaman bilinçsiz olmak gerçek rahatlıktır. Kafamı bir sürü bilgiyle doldurup ideal insan fikrine yaklaşsam daha mı iyi? Bu tarz rahatsız edici fikirlerle uğraşamam. Hem kapasitem dar, anca yetiyor bana. Bir de tutup farklı fikirlerle algımı genişletmeye ve sürülerce okuyup bağlantılar kurmaya hiç vaktim yok. Ben rahatlığın zirvesindeyim zaten. Herkesin ulaşmayı istediği yer değil mi? Ben onlardan daha huzurluyum. Canım bile yanmıyor.

Fakat ne zaman yanacağını iyi biliyorum. Bildiğim tek rahatsız edici gerçekte bu. O da düşünmek… Hele bir şans verirsem katıksız rahatlığımdan bir eser kalmaz. Yataklar diken olur, kafamın içine sığamam biliyorum. Düşünmesi bile kötü.  Ah, bir düşünmeye başlarsam, haklı olarak şu soru cazip gelmez mi? “Ben  kimim?, Nerdeyim?” Buyur bir de burdan yak. Ben çok şanslı bir haklıyım. Bu soruları en az bir kez düşünmüş ve bırakmış biri olarak… Hayatımın kontrolü iyi ki bende değil.  Yaşasın yaşamayan zihinler ve bizi yöneten ahmak güçler(!).


İlginizi Çekebilir

Kahverengi İskarpin

Handesu GÖÇMEN

Sevgi Neydi?

Türkan VARDAN BAYDAR