Islıklı Dondurma

Yaz gelince annemle birlikte akşam üzerleri,

Güneş veda ettiğinde güne, akşam sefası çiçeği gibi..

Pencere kenarında oturup sohbet ederdik, o mavili ben ebruli.

 

Mor mor menekşelerimiz vardı bizim o pencere kenarlarında,

Anlatırdı maziyi işlerken elleri.

Ah annemin o yumuk yumuk elleri!

İşlediği el işleri simli simli..

Onun yanına bu renk, bunun yanına şu renk..

Bir yandan da sorardı "hadi anlat okul günlerini".

Benim okul maceralarım onun hatıraları hiç bitmezdi.

Sohbetimiz her defasında babamla tanışma hikayelerine gelirdi.

Ah derdi ne çok sevdi beni...

 

Evimizin hemen altındaydı Ömer amcanın kahvehanesi.

Babam emekli olduktan sonra orada geçirirdi günlerini.

Okey, tavla, pişti...

Tanımazdı asla rakip, alırdı herkesin ifadesini.

Kazandığı zamanlar olurdu pek neşeli.

Ben de nasiplenirdim o zafer sevincinden tabi ki.

Beklerdim pencerede kahveden çıkmasın

Seslenirdim cilveli cilveli.

"Babişko Babişko".

Başını kaldırıp yukarıya baktığı zaman

Hemen yapardım elimi dondurma külahı tutma şekli

Dilim de hayali bir dondurmayı yalar gibi..

Anlayıverirdi ne demek istediğimi.

Hınzır bir gülücük atardı, aldım mesajı der gibi..

Çok güzeldi pastaneci Muharrem amcanın dondurmaları.

Hele de çikolata kaymaklı.

Bana torpil yapar bolca koyardı.

Babam dondurmamı alınca çalardı aşağıdan ıslığını,

"Ben geldim aç kapıyı"

 

O da katılırdı bazen, annemle yaptığımız pencere kenarı sohbetlerine .

Konu gelirdi tabi ki yine onların tanışma hikayelerine.

Arkadaşlıkları başlamış önce bir radyo ve bir paket sigarayla,

Babam ne yapıp edip bulmuş annemin ev adresini.

Ayan caddesi 22 numara,

Balat'taymış evleri.

 

Bir gün kalkıp gitmiş, bahçesinde mor incirleri.

Giderken de eli boş gitmek olmazmış tabi ki.

Almış bir siyah lale götürmüş sevdiceğine.

O zamanlar siyah lale ender bulunurmuş bu memlekette.

 

Babam hep gülerek anlatırdı ne zor buldum ben o laleyi.

Ne kadar dinlemiş olsam da bu hikayeyi,

Heyecanla yeniden sorardım maziyi.

Yeşilçam filmi izler gibi..

 


İlginizi Çekebilir

Bedelsiz Saklı Cennet

Sevil ÖZSOY

Yokluğunda

Esra ALİMOĞLU

Güneş ve Leylekler

Ayşe Özge OĞUZ