Kibrin Kölesi

Karanlık bir odanın ortasında,

Ellerimi parkelerin üzerinde gezdirirken soğuğu hissediyorum.

Buradaki eski sıcaklığı bulamıyorum,

Senin hissettiğin kalbimdekini de hiç olmadığına inansam da.

O bembeyaz duvarlar şimdi rutubet ve küften ibaret,

Astığımız tablolar artık paramparça.

Geriye kalan bir gece lambası, koltuk ve masa,

Benden ise tek bir parça,

Donuk bedenim.

Bazen nereden geldiğini bilmediğim bir kedi oturuyor yanıma,

Seni anlatıyorum,

Benden iyi tanıdığı besbelli seni,

Ben zaten bu hayatta sadece kendimi tanıyorum.

Aynada gördüğüm yansımam, bunca yıl önem verdiğim tek şey,

O bile terk etti beni.

Kibriyle baş başa kalmış yaşlı bir adam,

Elimde ne bir dost ne bir sevgi…

Senden geriye kalması gerekenlerse birer birer siliniyor hafızamdan,

Hakkım olan bir ceza.

Anlamakta geç kaldım dilinden dökülenleri,

Beni benden kurtarmak istediğini,

Çaresizliğini.

O zamanlar kendimi yenip seni dinlemiş olsam,

Bu mutsuzluk kafesinin anahtarlarını bulabilirdim,

Kilidinin pasla kaplanmasına,

Beni hapsetmesine izin vermezdim.

Geç kaldım,

Özgürlüğüme, mutluluğumuza en çok da sana.

İçim hiç bitmeyen gecenin karanlığıyla doluyor,

Yıllarca senin gözlerinden akan yaşlar,

Ağlamayı bilmeyen benim yanaklarımdan süzülüyor.

Akıp giden bunca zaman, sensiz geçirdiğim yıllar,

Ve seni bensizliğe sürüklediğim anlar,

Hiçbirini telafi edemiyorum.

Ne seni ne kendimi geri getirebiliyorum,

Kibrimin bedelini en ağır şekilde,

Sensizlikle ödüyorum.


İlginizi Çekebilir

Bir Sonbahar Hayali

Burcu YILMAZ

Fadigül'ün Nuru

Canan KUZULOĞLU