Klikral Seyahat

Salonu tümüyle kaplayan L koltuğun uzun kısmına oturmuş, elinde televizyon kumandası kanallar arasında gezinip duruyordu.

Klik:

“Ünlü oyuncu, şarkıcı eşinden boşandıktan sonra hiç zaman kaybetmeden yeni bir aşka yelken açtı.”

Ne çabuk yahu, ünlüler için zaman farklı mı ilerliyor, nasıl da alışıyor bunlar? Yeni birini tanıma, hayatına sokma cesareti bir bende yok herhalde. Üç sene oldu Serdar’dan ayrılalı da hâlâ…

Aylin kendi kendine söylenmeye dalmışken onun hakkında kısa bir bilgi vermem gerek size. Çok sevmişti Serdar’ı. Türk filmlerindeki sevdalar kadar büyük sanıyordu aralarındaki şeyi. Ama genç adam evlenme çağı geldiğinde ailesinin istediği bir genç hanım ile evlenip Aylin’e haber bile vermeden yeni bir hayat kurmuştu kendisine.

Klik:

Yeni bir yağmur dalgası ülke geneline hakim olacak, ani yağmur geçişleri beklenen iller..

Her şey çok değişti, havalar da… Eee tabi mahvetti insanoğlu. Güzel olan neyi koruyabildi ki? Ya ben? Ben elimden geldiğince dikkat ediyorum; küresel ısınmayı hızlandırmamak için senelerdir deodarant bile kullanmıyorum. Karbon ayak izim az olsun, diye ıspanak almaz oldum halbuki ne çok severim ıspanaklı böreği ama o kuruyan göller, nehirler içimde kuruyor sanki. Dinlemeden geçtim ama buraya da ani yağacak mı acaba yağmur, yarın ne giysem?

Klik:

Beşiktaş taraftarı, Gaziantep FK maçında Cumhuriyet'in 100. kuruluş yıl dönümü için hazırladıkları koreografiyi sergiledi.

İşte, bu yüzden seviyorum Çarşı’yı. Çarşı kadar ben de karşıyım alayına da… neyse boş ver Osman.

 

Merkez üssü Balıkesir olan 4.2’lik deprem halkı tedirgin etti.

Yine mi yaaa! Yerin altındaki depremler, üstündeki ani geçişli yağışlar… Akıllanmıyor bu insanoğlu Osman! Tedirginlikleri de geçici, bakma sen, fosur fosur uyur hepsi akşam. Peki, ya ben? Ben bir iki gün huzursuzlanırım, uyur uyur uyanırım, sallandık mı diye tavandaki sarkıt avizeye bakarım ama sonra ben de unuturum be Osman!

 

Klik

Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Nuri Sesigüzel için….

Kimdi Nuri Sesigüzel yahu? “Doldur be meyhaneci… boş kalmasınnnn kadehim!” Yok ya o Adnan Şenses’ti. Neyse bir ara bakarım Google. O değil de “”Meyhaneci sarhoşum bu gece… Aşığım aşık çal bu gece…..” Çelik de değişti ama sesi aynı be… bir ara konserine mi gitsem. Ama çok pahalı biletler be Osman.

İçsel söylenmeleri olurdu eskiden Aylin’in ama son zamanlarda iyice çenesine vurmuştu memnuniyetsizliği. Her şeyi eleştiriyor, herkesten sıkılıyordu. Nedense suçlu da hep “onlar”dı.

-       Yok artık sayın yazar! Sesli yazıyorsunuz muhtemelen ki ben de duyuyorum hakkımda söylediklerinizi.

Doğruya doğru Aylin, elini vicdanına koy, yalan mı söylüyorum? Allah’ın bildiğini kullardan saklayacak değilim ya! Hem okuyucu iyi tanısın seni ki seninle ilgili de benimle ilgili de güzel yorum yapabilsin. Hoş, şimdilerde okuyucu kahve yanında dekor olarak kullanıyor satırlarımı ama belki bu kez farklı olur.

Klik

“… İndirim geliyor, iste gelsin…”

Aman be dilime dolanıyor hemen bu lanet reklamlar, sonra tüm gün söyleyip duruyorum.

Klik

Boğalar

·       Ummadığın anda başka yere odaklanmışken siz, konular çok başka yere ulaşabilir. Şaşırdım diyebilirsin.

·       Sağlık konusu gündeminde. Senin ya da ailenden birinin süreciniz olumlu.

Aslanlar…

Assslanlaaar bizi dinlemeye devam etsin ama önce bir ara verelim, reklamlardan sonra Aslanları neler.. ..

Haayyy bin kunduz… Anlatım bozukluğu dolu onca burcu boşuna dinledim.

 Klik.. Klik… Klik

Kanalları değiştirdi durdu bir süre. Ne çok kanal var diye, söylendi yine uzun uzun. Sanki hepsini zaplaması gerekiyorumuş gibi hissettiğinden elinden bırakamıyordu kumandayı. Normalde birkaç tanesi hariç izlemezdi bile hiçbirini. Eski müzik kanallarını hatırladı. Hani izleyici mesajlarının yayınlanan kliplerin altından akıp gittiği. Birbirine aşklarını yazan sevdalılar… İzmir’deki annesi için şarkı isteyen askerler…

Lise yıllarını hatırladı. Yemekhanenin televizyonunda o kanallarda biri döner dururdu ve tipleri, tarzları birbirinden alakasız onca genç kız bağıra bağıra eşlik ederdi çalan şarkıya. Birbirlerine bakıp bakıp gülümserlerdi, kim bilir neler geçerdi o şarkıları söylerken akıllarından.  Son kanala kadar sabredemeden televizyonu kapattı.

Tamam tamam, bakma öyle Aylin! Daha fazla açık etmeyeceğim bizi.