Sanat Genlerimizde

Kimimizin şarkı söylemek, kimimizin enstrüman çalmak, benimse tiyatroyla yoğrulduğum güzel bir kulvardan geçip gidiyoruz. Çocukluğum alabildiğine  büyük bir bahçenin içinde yan yana evleri olan ferah bir evde tüm kuzenlerimin müzik sevdaları içinde koşturmalarını izlemekle geçti. Bugün yıllar sonra içten içe gözlemlediklerimi karşılıklı bir şekilde konuşacağımız gün geldi de çattı. Sanat dergimiz için ilk röportajım ve ailemizin sanatçılarından biri Göksel Sezen canım abim, ağırbaşlı asil duruşuyla karşımda. Röportaj öncesi gitarını arabanın bagajından çıkarıyor. Başlıyoruz konuşmaya. O kadar işin içinde ki enstrümanıyla öyle özdeşleşmiş ki hayatı sözler su gibi akıp gidiyor. Anılar anılar anılar... daha çocukluk yıllarından başlayan sevdanın uzun serüvenini dinlemek üzereyim.

Hoş geldin.

Her zamanki asaletiyle gülümseyerek ”hoş buldum”

Gitara ilk merakın hangi dönemde başladı?

Çocukluk ve ergenlik arası diyebilirim. 13-14 yaşlarında kendi kendime bir alet icat edip onunla bazı sesleri çıkarabilmeyi başardım. Abim de bu durumu fark edince bana saz aldılar. Enstrüman çalmaya sazla başlamış oldum. 17-18 yaşlarında arkadaşlarımın isteğiyle bas gitar çalmaya başladım.

Gitar çalmak zor mu, herkes gitar çalabilir mi?

Herkes gitar çalamaz. Önce istemek sonrasında da kabiliyet lazım. Sürekli çalışıp üstüne bir şeyler koymalı insan.

Gitar çalarken hangi duygular içindesin?

“Gitar çaldığım zaman genelde profesyonel olarak çaldığım için sahnede bir an evvel saatin geçmesini beklemişimdir.” diyor gülerek. Yalnız kalıp gitar çaldığımdaysa o anki duygu durumuma eşlik eder gitar.

Geçmişte idol aldığın bir kişi var mı?

Nurhat Şenses'e hayranım. Tüm Türkiyenin sevdiği bir isimdir. Küçük bir es veriyorum röportajın arasına. ben bilmiyorum ama eve gidince araştıracağım diyorum ikimiz de gülüyoruz.

Gitarla ilgili ileriye yönelik bir proje, bir hayal var mı?

Hayaller bitmez. Ben müziğe hayal ederek başladım zaten. Ben hayallerimde binlerce kişiye konser verdim. Sonrasında binlerce kişiye yıllarca konser verdim.

Yıllar evvel 'Asansör' rock grubunuz vardı. Ben çok küçüktüm hatırlarım. Turnelere gidiyordun. Rock grubunuz nasıl oluştu?

Bas gitara başlamama vesile olan arkadaşlarımla birlikte davul çalan arkadaşımız Okan Tolga Merter'in bestelerini dinlemeye gittik. O dönemlerde kayıkhanelerin olduğu yerde babanın motor eskilerini koyduğu kulübede davul, bas gitar, gitar çalıp besteler yaptık. O kulübe bizim prova yerimiz olmuştu. O sürelerde 16-17 tane şarkı bestelemiştim. (yine küçük bir es veriyorum. şahane, abim bir cevhermiş hiç haberim yok diyip gülüyoruz.)

O dönemlerde 'Hey' ve 'Hayat' dergilerinde fotoğraflarımız yayınlanmıştı. Zamanla evlilik iş güç derken grubumuz dağıldı.

Son olarak bir istek de bulunsam, bize gitarınla bir şarkı söylemeni istesem, beni çok mutlu edersin.

Tamam. Günahıyla sevabıyla olacak çünkü ben bas gitar çalıyorum elimdeki akustik gitar diyerek MFÖ'nün 'Gözyaşlarımızı Bitti mi Sandın' şarkısını seslendiriyor. Röportajın sonunda çocukken kapı arkalarından izlediğim abimin ağzından dinlerken görmekle dinlemenin bütünleşmesinin hazzıyla röportajımı tamamlıyorum. Kendimi de tamamlanmış hissederek.

 


İlginizi Çekebilir

Eller ve Elalem Ne Der

Yeşim ŞANTAŞ DERE

Anılara Yolculuk

Nilüfer GÖĞEBAKAN

Ölmem

Filiz POLAT