X,Y,Z Kuşakları
Bir minicik kız çocuğu bak
Duruyor orada hâlâ
Anlatamam gördüklerimi
O neşeli çocuğa…
( Ne güzel de söyledi Sertap Erener.)
Tek yaptığım şey onu merakla, yalın izlemek, tüm dikkatimi ona vermek oldu. Kendimi başka bir mevsime dönüşürken yakaladım, durdurmadım kendimi. Mutluluk hissettim vardığım mevsimlerde veee rengârenk bir gökkuşağı gördüm. Henüz dokuz yaşında. Bu mevsimde yolumu bulmakta da zorlandım. Zaman zaman labirentte kaybolduğum da oldu.
Ve o kadar yoruldum ki! Yorulma sebebim onun zengin dünyasına bir kelime bile sızdırıp görüş açısını, yolculuğunu kendi alanıma alma korkusuydu. Geçmişten getirdiğim haletiruhiyemin içine onu da hapsetme korkusuydu. Ona olan hayranlığımın arasında.
Yolculuğumuz esnasında diyaloglarımız da oldu.
- Önerilerden hoşlanır mısın?
- Hayır! Kendi hayatımı kendim kurmak istiyorum.
-İzlediğin komik videolarda genelde gençler oynuyor, genç oldukları için mi seviyorsun veya yaşlı olsalar da izler miydin, güler miydin?
- Ben şakaya bakıyorum. Genç ve yaşlı olmalarına değil.
Ve izlediğimiz bir filmin son sahnesinde kapanış konuşması yapılıyor: Dürüstlük, dostluk vs. gibi bir konuşma…
- Dinleyelim, bakalım ne diyecek, diyorum.
- Söylediği şeyleri herkes söylüyor, zaman harcamayalım diyor. Anlıyorum ki tutarlı, önerilerden hoşlanmadığını söylemişti.
Dokuz yaşındaki kız çocuğu, kuşak ismi her ne olacaksa ipuçlarını veriyor.
Şimdi bu çocuğa çok dikkatli bak. Dikkatle bakılmayan görülmeyen her değer ölür veya başka topraklarda yaşar. Ve kork! Bu çocuğa geçmişten getirdiğin duygularını, düşüncelerini ekmekten kork! Bu çocuğu kendi düşüncelerinle kısıtlama, daraltma, gölge yapma, sadece yanında yürü. Bırak gökkuşağını istediği kadar parlatsın geçmişten yük almadan. Evet, geçmiş değerli ama geçmiş biziz ve yanındayız.
Geçenlerde Okan Bayülgen’in bir söyleşisine denk geldim.
“Ben Z kuşağına hocalık yapacak değilim. Bana ne! Ne yaparlarsa yapsınlar. Ama kusura bakmasınlar. Günde on yedi saat sosyal medyaya bakılmaz. ‘Z kuşağından çok ümitliyim.’ deniyor. Niye olalım ki! Bizden ümitliydiler de ne oldu? Türkiye’yi çok iyi komuma mı getirdik? Sanki X iyiydi, Y iyiydi de Z iyi olacak. Aralarından çıkan bazıları iyi olacak. Z’ nin de hepsi iyi olmayacak. Aralarından iyiler çıkacak.” dedi.
Ben de şöyle ilave yapmak istiyorum. Belki de bir önceki kuşak kendi birikimini aktarmasa ve Z ve sonraki kuşaklar kendilerini yalın ortaya koyabilse belki umut ettiğimiz yenilikler olabilir. Yoksa biz çocuklara kinimizi, öfkemizi, kendi hayallerimizi, nefretlerimizi her ne varsa aktarırsak kuşakların sadece adı olacak. O da X, Y, Z eşittir sıfır.