Hafif kamburu çıkmış bedeniyle kitapları karıştırırken bir yandan da fark edilmekten korkar bir halde kendini saklıyordu. Kimseyle göz teması kurmadan sanki orada değilmiş gibi hareket ediyordu. Bu kadar ileri yaşta bir insanı kitapların arasında görmek hem şaşırtmış hem de hoşuma gitmişti. Meraklanmıştım doğrusu, gizlice takip ettim onu. Aradığını bulduğunda ellerinin iyice titrediğini fark ettim. Kitabı zar zor çekip aldı. Evirdi çevirdi, içini karıştırdı. Üzgün hali gözlerinden süzülen bir iki damla yaştan anlaşılıyordu. Telaşla kitabın arasına bir not yerleştirdi. Sonra da bastonundan güç alarak ağır ağır, boynu bükük bir halde çıkıp gitti. Hemen merakla gidip o kitabı elime aldım. Kitabın ismi “Eski Sevgiliye Mektuplar”dı. İçindeki notta da, “Benden izinsiz mektuplarımı niye yayımladın?” yazıyordu.